Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


GÖNÜL GEREK KİLİTİ AÇMAYA

GÖNÜL GEREK KİLİTİ AÇMAYA


‘Bir yerin kapısı çiçekle kilitlenirse açmak için gönül gerek,’ demiş erenler.

Öyle der ozan;

Gönüldür kutlu durak, gönüldür Çalap tahtı

Bir damla su verince açıldı onun bahtı.

Yeşertmek için insanı, paylaşmak gerek nimeti.

Bir zamanlar gözleri yıldızlara çakılı, sağrısı ter içinde bir taydı o! Kişniyordu koşmak için karanlığın boşluğuna. Yarışmak istiyordu karanlık bir arenayı hipodrom bilip akranlarıyla. Ama savrulan kuru yalnızlıklar, ayağında köstekti. Yalnızlığın derin boşluğuna sarkıtılmış bir top kar gibiydi. Güneş vursa eriyecek, ayaz vursa donacaktı. Gecikseydi bir damla can suyu, güz yaprağı gibi kuruyup gazellere karışacaktı. Verilmeseydi o iksir, yaprak gibi düşecekti yalnızlığın ortasına. Zira bulanık ırmaklar koşuyordu ardı sıra. Belki de kimliksiz gölgelerin tuzağında yemi olacaktı canavarların.

Meyvesine gebelenmiş çiçek yüklü erik yaprağıydı Bahriye. Seğirten bulutlar vardı başı üstünde. Çocukluğunda uyuyamamıştı uzun kışların uykusunu. Ve yaralı bulutları havlu yapıp silmişti gözyaşlarını. Himmet bu ya… Bağrına batırılmış kirli çivileri sökmüştü, Öğretmeni. Dudaklarına sunduğu bir damla can suyu eritmişti yüreğinde buz tutmuş karakışı. O gelmeseydi yıldızları banıp da içecekti gecenin karanlığında.

Şimdi başı, yıldızlar içinde Bahriye’nin... Dupduru ırmak gibi akıyor yüreği, zamanın mutlu sonuna doğru. Berrak mı berrak... Yeşertmek için susuz çiçekleri, o  sunuyor şimdi Anadolu topraklarına. Kuğular yüzüyor şimdi onun yüreğinden akan temiz ırmaklarda. Herkese yetecek kadar sevgiyi yüklemiş altın yüreği. Öğretmen Baha’nın sunduğu bir damla can suyu, sesinin yankısına gömdüğü anılarını bir bir sildi hayatından. Sevgiyi egonun tutsaklığından kurtaranların cemresi, sayısız yollar bulup toprağın damarlarında çiçeğe dönüştü.