1983 yılında Terme İmam-Hatip Lisesinden Bafra İmam-Hatip Lisesine giden Cengiz Gül Hocamızdan ayrıldığımızda çok üzülmüştük. Ben, Samsun/ 19 Mayıs Üniv. T. Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğinde okurken Asım Kurtoğlu isimli Bafralı bir arkadaşla 1986 yılında Bafra İmam-Hatip Lisesine sırf Cengiz Gül Hocamızı ziyarete gitmiştik. Hocamızı okulda bulamayınca ne kadar üzülmüştük.
1989 yılında İstanbul/ Kartal Anadolu Lisesine Türk Dili ve Edebiyatı olarak tayinim çıktığında Cengiz Gül Hocamın Üsküdar İmam-Hatip Lisesinde idareci olarak görev yaptığını sevinçle öğrenmiştim. 1990 yılında hususi olarak Cengiz Hocamı ziyaret ettim Üsküdar İmam-Hatip Lisesindeki odasında. O günkü sevinç, heyecan ve mutluluğumuzu hiç unutamam. Gül yürekli Cengiz Hocam, benimle ne kadar büyük gurur duyduğunu ifade etmişti o gün. Cengiz Hocam, bana o günkü ziyaretimde koluma girerek demişti ki: “Ahmet’ciğim, sen edebiyatçısın. Üstad Necip Fazıl’ın eserlerini okumuşsundur. Biliyor musun şu anda Üsküdar İmam-Hatip Lisesi olarak hizmet veren bu tarihî bina, Necip Fazıl’ın 27 Mayıs darbesi sonrası bir buçuk yıl içerde kaldığı, bazı şiirlerini yazdığı Toptaşı Hapishanesi.” Çok şaşırmış, binanın son halinden dolayı Allah’a şükretmiştim.
Cengiz Gül Hocam ile 2000’li yılların başında Terme İmam-Hatip Lisesi mezunları Günü’nde karşılaşıp kısa bir sohbet etmiştik yüz yüze. “Güllerimi Ver Anne” isimli şiir kitabımı hediye edip telefon numarasını almıştım. Yıllar sonra telefon numarasından kendisini arayıp uzun uzun konuşup dertleştik, hasret giderdik. Ondan sonra hiç kopmadık birbirimizden. Terme’deki öğretmenlik yılları başta olmak üzere hikmet dolu öğrencilik ve öğretmenlik hatıralarını, kendisinin üzerimizdeki etkilerini telefonla konuştuk, yazıştık. Yayımlanan kitaplarımı imzalayıp gönderince çok mutlu oldu sevgili hocam. Ben, ibret verici öğretmenlik hatıralarını mutlaka yazması gerektiğini ısrarla söyleyince çok sevgili Cengiz Hocam, unutamadığı öğretmenlik anılarını elle yazıp 42 sayfa olarak bana gönderme inceliğini bile gösterdi. Hafızası güçlü olan hocamın akıcı ve samimi bir anlatımı var. Cengiz Hocamın manzume, şiir yazmak gibi bilmediğimiz bir yeteneği de varmış meğer.
Erzurumlu olan Cengiz Gül Hocam, ilkokulu memleketi Olur ilçesinin Ilıkaynak köyünde okuduktan sonra bütün okulları İstanbul’da aşk ve çileyle okumuş. Bacağıkesik İsmail Efendi Hazretleri, Tayyar Altıkulaç gibi çok değerli hocalardan ders alan Cengiz Gül Hocamın “hayatıma yön veren, sohbet ve davranışları ile kalbime nakış nakış işleyen en kıymetli hocam” diye bahsettiği zat, Gönenli Mehmet Efendi Hazretleri’dir. Böyle bir büyük âlim ve arifin talebesi olan Cengiz Gül Hocamın talebesi olmak da bizler için büyük bir nimet, şeref ve lütuf olmuştur.
28 Şubat postmodern darbesi sürecinde görev yaptığı imam-hatip lisesinde başörtüsü konusunda dik durduğu için büyük bir haksızlığa uğramış olan Cengiz Hocam, 40 yıllık öğretmenlikten sonra yaş haddinden emekli olsa da koronavirüs sürecine kadar namaz konulu sohbetler vererek, camilerde programlar yaparak “Tecvid” kitabı hazırlayıp yayımlayarak Allah için hizmet ediyordu. 74 yaşındaki gül yürekli Cengiz Gül Hocam, pandemi döneminde okuyup yazarak, eski öğrencileriyle vefa sohbetleri ederek örnek olmaya devam ediyor. Rabbim, gül hocama iki cihan saadeti nasip eylesin. Termeli öğrencileri olarak güzel hocamızı hayır, dua, sevgi, saygı ve özlemle yâd ediyoruz her zaman.
