Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

MİSAFİR KALEMLER


Gülsüm SAĞLAM


KALBİN GÖZYAŞLARI 

İnsanoğlu, ömrü boyunca hep bir yolculuk halindedir. Hep bir özlem çeker ve bundan dolayı hep gözyaşı döker.

Gurbete giden özler, özledikçe kalbine bir sızı çöker. Ya geride bıraktıkları? Geride bıraktıkları derken öyle sıradan insanlar değiller ki bunlar. Canına can katıp sol yanına taht kuran kişilerdir. Seni çok seven, senin çok sevdiğin, senin için gözyaşı döken, arkandan öylece bakakalan insanlardır geride bıraktıkların.

Hiçbir insan boşuna çıkmaz ki gurbete. Hep bir amaç uğruna, her bir istek uğruna... İnsan, bazen zamanın hoyrat ellerinden biraz mutluluk ister. Buna rağmen bazen de hayatta rüzgarın önünden mutluluk kırıntılarını toplar. İşte bunun için çıkar bazen de insan, gurbete. Hiç amaçsız, hiç boş değildir o gidişler.

Ya çekilen o özlem? O burnu sızlatan, kalbi dahi ağlatan, o dile kolay gelip akla sığmayan, kalbe zor gelen özlem? Bakıyorum da sadece iki hece, beş sesten oluşuyor , "özlem" ifadesi. Ama ya maslahatı (işlevi) ? Yürek yakıyor, insanı kendi olmaktan alıkoyuyor bazen işte.

Gurbete çıkar insan; biner otobüse, dayar kafasını cama ve açar duygusal yolculuk müziğini... Kafasında eşsiz düşünceler? İçlerinde ne yaptığını, ne yapacağını, ne olacağını sorgulayan umutlu, hüzünlü tarzda olanlar... Hepsi harmanlanıyor kafanın içinde. Canı sıkkındır ama bu yolculuğun sonu da bellidir;
yine gurbet. Yoktur ki başka çıkışı, yoktur. Sanki "çıkmaz sokak" misali. Hep aynı yere çıkılıyor, hep aynı duvarın dibinde duruluyor... Yaptığın yolculuk hep aynı, hep gurbet yolculuğu... Yok ki başka adı. Yok maalesef, ne gittiğin yerin başka adı ne de yaptığın yolculuğun başka adı. Çok ister insan bazen bunlara farklı bir ad koyabilmeyi ama faydasızdır bu istek. Koyamaz çünkü başka tarifi, başka isimlendirilişi yoktur, ne bu çıkmaz sokağın ne de bu sonunu bildiğin yolun. Bilirsin aslında çıkmaz sokağın karanlık değildir. Orayı aydınlatacak seni bekleyen kişiler, seni bekleyen olaylar ve bunların olacağına dair içinde umudun vardır. Ama geride bıraktıkların daha baskın gelir, gözün görmez ki hiçbir şeyi. Bir ayağın ileri giderken diğer ayağın geri çeker ama mecbursundur; sürüklesen de ileri gitmek zorundadır o ayakların. Aklın ileride, kalbin geridedir.

Her gurbet, o gurbete yapılan yolculuk biraz hüzün, biraz özlem kokar aslında. Ama sonu mutlulukla bitmesi umut edilen bir hüzün duygusu, sonu güzel bitmesi beklenilen bir özlem kokusudur bu aslında. Özlemlerin kalbin gözyaşlarını döktürmediği zamanlar umudu da var tabi...