Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Ahmet SEZGİN


GÜZEL ADAM OLMAK ÜLKÜSÜ


Bu milletin hangi ulvi, millî hedefi, yüce ülküsü var? Daha çok mal, para, daha büyük makam, daha fazla haz, zevk peşinde ne kadar da çok dünyevileştik, bencilleştik maalesef! Madden gelişirken manen yoksullaşmıyor muyuz?

Kafa ve ruhlar kirlendiği için dünya kirlendi.Bu ülkenin boyun ve karın ağrılarını gidermeden önce kalp ve beyin ağrılarını gidermek gerek. Çünkü yürekleri fethetmeden, gönül yolu ve köprülerini inşa etmeden iyi karayoluyla büyük köprülere sahip olmak, lüks okul ve hastaneler yapmak bizi mutlu edemez. Beden doktorlarından önce gönül doktorlarına, akıllı tahtalardan önce bilge öğretmenlere ihtiyacımız var.

Toplum olarak öncelikle bu şuuru kazanıp kazandırdığımız zaman millet olacağız; hakiki kurtuluşa ereceğiz. Yoksa millî, manevî ve insani değerlerin hâkim olmadığı vicdanları cüzdanlar, makamlar, süfli emeller esir alır. Böylece masum bebeklerden öz anne ve babasını, evlat, kardeş ve eşini acımasızca katleden canavarlar çıkar ortaya.

Derslerine girdiğim sınıflarda öğrencilerimi tanımak ve onlara sağlam bir şahsiyetle ulvi bir gaye kazandırabilmek için ilk derslerimde "Hayattaki en büyük hedefiniz nedir? Ne olmak istiyorsunuz sevgili gençler?" diye soruyorum. 30 yıldır genellikle "Doktor olmak istiyorum.", "Mühendis olmak istiyorum.", "Hukukçu olmak istiyorum." gibi cevaplar veriyorlar gençler. Bu vahim duruma bir eğitimci olarak çok üzülüyorum. Araçlar, hayatın gayesi olmamalıdır. Yıllardır aileler, öğretmenler, çevre ve hâkim ideoloji, çocuk ve gençlerimize "Adam olmak, iyi insan olmak" ülküsünü veremedi maalesef!

Erdemsiz, adaletsiz, görgüsüz, merhametsiz, vefasız, kültürsüz, tefekkürsüz, fanatik, kibirli, tembel, korkak, kişiliksiz ve beceriksiz diplomalılar ile makam sahiplerinin çokluğuyla mı övüneceğiz? Kapitalin, makamın kulu olmayı terk edip "İslam´ın insanı" olmadan ?İslam toplumu?nu özlemek, hayâldir sadece.

Eğitimci dostum Mustafa Bal´ın dediği gibi: ?Öğrencilerimizi sınav merkezli hatta karne merkezli bir gelecek inşasına hazırlarken geçecek olanı gelecek, asıl geleceği de gelmeyecek sanmayalım. Geçici geleceklere göre diplomalar hazırlarken elde bir yığın angarya ve beyin hamallığı kalmasın.?

Susuşumuz tefekkür, bakışımız ibret, konuşmamız hak ve hakikati zikir, niyetimiz samimi, amellerimiz salih, kazanç ve harcamamız helal, kalemimiz güzel, kelamımız edepli, yüreğimiz gül, hanemiz gül bahçesi, âdemler adam olduğunda ülkemiz ve dünyamız da güzelleşip mutlu olacaktır.

Sahi, namazda yöneldiğimiz kıblemizle ailevi, sosyal, ekonomik ve kültürel hayattaki kıblemiz aynı mı?

?Ancak iman edenler, salih amel (iyi işler) işleyenler, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenlerin dışında" kalanların mutlaka ziyanda (hüsranda) olacağı hakikatini idrak edip güce, paraya, şöhrete kendini satmayan irfan ve vicdan ehli güzel adamlara selam olsun!