Bugün, 24 Ocak 2025 Cuma

Selim EROĞLU


HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM

HADİ GEL KÖYÜMÜZE GERİ DÖNELİM


 Anadolu coğrafyasında, bilhassa 1950'den  sonra köyden şehre müthiş bir göç dalgası başlamış.
Göçün birçok sebebi olmakla beraber en önemli unsuru ekonomi olarak göze çarpıyor. Bizim tabirle geçim sıkıntısı. Doğduğu yerde doyamayanlar doyabilecekleri yeni yerlere göç etmişler.
Göç, bize atalarımızdan miras kalmış. Bir nevi göç bizim genlerimizde var. Atalarımız, Orta Asya'dan  maişet temini için uzak diyarlara göç etmişler. Kuraklık baş gösterince doğdukları toprakları terk edip daha bereketli yerlere hicret etmişler. Aradan asırlar geçse de göç, dalga dalga devam ediyor. Göç, sadece kabuk değiştirmiş.
Ünlü hikayecimiz Memduh Şevket Esendal'ın bir hikayesinde okumuştum. Hikayeye göre 1950'li yıllarda İstanbul'da bir zelzele oluyor. İstanbul ahalisinin yarısı, 500 bin kişi, Galata Köprüsü'nün üzerinde toplanıyor. Buradan da anlaşılıyor ki o yıllarda İstanbul'un nüfusu bir milyon kadarmış.  Aradan fazla bir zaman geçmemesine rağmen şimdilerde İstanbul'un nüfusu neredeyse yirmi milyona dayanmış. Nereden nereye!!!
Bu insanlar gökten zembille inmedi. Bizim insanlarımız. Eşimiz dostumuz, konu komşumuz, akrabamız, kardeşimiz… İnsanlarımız, kendilerine daha iyi bir hayat ve daha müreffeh bir gelecek sağlamak için göç etmek zorunda kaldılar. 
Çokları, bir gün döneriz umuduyla yollara düştü.  Pek dönen olmadığı gibi peşi sıra geride kalanları da  sürüklediler. Gidenler ne köylü kalabildi ne de şehirli olabildi.  Adeta çift kültürlü oldular. Yaşananların neticesinde arabesk bir kültür ve arabesk bir müzik ortaya çıktı.
Rahmetli Ferdi Tayfur ''Hadi gel köyümüze geri dönelim'' dediğinde  Gülhane Parkı'nda tarihin en yoğun kalabalığını toplamayı başarmış. Ferdi susmuş, halk söylemiş.  Halk, şehrin çilesinden bunaldığı için köyüne dönüp Fadime'nin düğününde halay çekmeyi özlemiş.  Halk, köyüne dönüp Fadime'nin düğününde halay çekemeyince  yine de hedeflerinden vaz geçmemiş.  Bu sefer köyünü İstanbul'a taşımış ve orada halay çekmiş.  Bir nevi köyünü bulunduğu yere taşımış.
Aslında lafı bu kadar uzatmayacaktım.
Ahmet Sezgin'in '' Kar Renkli Çocukluğum'' adlı ödüllü hatıra kitabında bir göç hadisesi var. Hocam, ailesiyle birlikte  daha iyi şartlarda okuyabilmek için Arımdere'den Terme merkeze göç etmiş.  Göç ederken bağı bahçeyi, danayı biçiği , tavuğu ördeği  geride bırakmışlar.  Önce kirada , sonra satın aldıkları kendi evlerinde oturmuşlar.  Aile fertleri  meşakkatli bir hayattan sonra zoru başarmış. Hepsi başarılı birer adam olmuş. İnsanoğlu için ancak çalıştığının karşılığı vardır. Çalışmışlar ve de karşılığını almışlar. Ne diyelim, tebrik ediyorum.
Bu coğrafyanın insanı hepimiz hemen hemen benzer kaderi yaşadık.  Köyümüzde ortaokul yeni açılmıştı, şanslıydım, ortaokulu köyümde okudum.  Lisede okumak için Ahmet Hocam'dan üç yıl sonra ,1980 yılında ilçe merkezi göç ettim.  O  gün bu gün bir daha köyüme dönmedim, dönemedim. Çift adresli yaşıyorum. Kah köydeyim kah şehirde.  Köylü müyüm, şehirli miyim, tam karar veremedim. 
Geçekleşir mi bilmem ama şöyle bir hayalim var.
Zamanımızda imkanlar gelişti, memleketimiz ilerledi, yollar yapıldı. Hemen hemen şehirde ne varsa köyde de o oldu.  Ortada resmi olarak köy de kalmadı.  Köyler aynı yerinde dursa da mahalle adını aldı.  Ben, köyüme mahalle denilmesine bir türlü alışamadım. Bilmem siz alışabildiniz mi?
Zaman , şarkılarımızı bile değiştirdi. 
Şimdilerde ''Hadi gel mahallemize geri dönelim'' desek aynı havayı verir mi? Bana vermiyor, ben aynı tadı alamadım.
Hayalim şu idi.
Her birimiz köyümüze güzel birer ev yapsak , hasretini duyduğumuz kadim köy  hayatını yeniden ihya etsek , şehre işimiz olduğu zaman gelsek ,  misafirlerimizi köyde ağırlasak,  şehrin tüketicisi yerine köyün üreticisi olsak , diyorum. 
Böyle yaparsak evlerimiz ev değil birer dinlenme tesisi olur.  Arımdere Dinlenme Tesisleri, Kocaman Dinlenme Tesisleri…  ne güzel olur. Benim bu hayat ettiklerimi gerçekleştiren birçok öğretmen arkadaşım var. Kendilerine gıpta ediyorum.
Misal, yılların öğretmeni Sezai Şahin,   şimdilerde artık şehre Cenikyolu'ndan temaşa ediyor.
Memleketin istiklali ve istikbali bu hayallerin gerçekleşmesine bağlı.
Umarım hayallerimizi gerçekleştirmek nasip olur.