Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Mehmet TÜRKAN


HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA

HAK BİR GÖNÜL VERDİ BANA


    “Hak bir gönül verdi bana, ha demeden hayran olur,
Bir dem gelir şâdî olur, bir dem gelir giryân olur.”(Yunus Emre)
...
    Hayrân: Takdirkârlığından dolayı şaşa kalmış. Çok takdir etmiş. Çok beğenmiş.
    Dem: An
    Şâdân : Sevinçli, bahtiyar.
    Giryân : Gözyaşı döken, ağlayan.
    Bu yazımızda Yunus Emre'nin önemli tasavvufi ve direkt gönüllere hitap eden, bir beytini görüntü aynasına koyup bir incelemeye çalışalım.
     Bu şiir musammat gazeldir.  İç kafiyeli olarak düzenlenmiş olup aynı zamanda aynı zamanda dörtlük şeklinde de okunabilir.
Yunus'un dokuz beyitten oluşan aynı zamanda dokuz dörtlük şekline de getirilebilen müthiş şiirlerinden biridir. 
    Yunus'un gönlü yerinde duramıyor, halden hale giriyor. Tasavvufta “telvin” denilen haller gözleniyor. Diğer sekiz beyitte de halden hale geçişler anlatılıyor ancak bir şimdilik bir beyit ile yetinelim.
    Allah, Yunus'a öyle bir gönül vermiş ki, ha demeden hayran olmakta, kendinden geçip aşka, hayrete düşmektedir. Güzellikler onu sarsmakta, kâinatın her şeyinden ayrı ayrı duygulanmaktadır. 
    Allah'ın aşkı ile kendinden geçmekte ne halde olduğunu bilememektedir.
Meczup bir hal alıp bir ağlamakta bir gülmekte yani fena halinde bulunmaktadır.
Bu duygular onu kâh sevinçli (şâdi) hale sokmakta; kâh ağlamaklı (giryan) kılmakta, fakat asla ilgisiz bırakmamaktadır.
    Bu tür şiirleri görünen anlamıyla değerlendirdiğimiz zaman anlamamız mümkün değildir. Her kelime bir şifredir ve her birinin altında binlerce anlama deryaları bulunmaktadır. Tam bir sehl-i mümteni örneğidir ayın zamanda.
    Şiirin tamamını bir kenara bıraksak bile sadece bu beyitte gizli anlam derinliği ile dahi sayfalar dolusu bir eser oluşturulabilir. Ancak yine de bu sonsuzluk âleminin derinliklerine ulaşılamaz.