Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


HALİL KALAYCI

HALİL KALAYCI


 Gün ağarmamıştı. 
Şehrin sokak lambaları altında yürüyordum. Serinlik arkadaşımdı, bir de sahipsiz kalmış birkaç sokak canlıları...
Ayvacık'ı bilen bilir. Yeşilırmak vadisi üzerinde kurulmuş şirin mi şirin bir ilçe.  Ayvacıklı olmayan çok kişinin ziyaret ettiği bir vatan köşesi.
Daha önce iki defa gezmek için geldiğim bu mütevazı ilçeye bu sefer bazı kültürel çalışmalar yapmak için geldim.
Ulaştığımda gün ağarmamıştı. Günlerden pazartesiydi ve oranın haftasıydı. Zaten yol boyu geçiştiğimiz taşıtların plakalarının farklı olması bile o günün Ayvacık'ın pazarı olduğunun alametlerindendi.
Esnaflar veya pazarcılar kendileri için tahsis edilmiş yerlerde tezgâhlarının kurumaya başlamışlardı. Ne de olsa helalından rızıklarının peşindeydiler.
Ben günün ağarmasını bekliyordum.  Yeşilırmak üzerine kurulu ve iki yakayı birleştiren köprü üzerinde sabahın ve mevsimin serinliğini aynı anda hissediyordum. Sokak lambalarına, bazı binalardan sızan elektrik lambalarının ışığı eşlik ediyordu.
Karanlık yerini esrarlı bir renge bırakmak üzereydi. Günün ışıdığında kendimi bir kahvenin önünde buldum. İçeride bir kişi sobanın yanması için ön hazırlıklar yapıyordu.
Günün ışımasıyla sokak lambaları yerini gün ışığına bıraktı. Artık şehir net olarak aydınlanmıştı.
Bazı kısa ziyaretlerim oldu. Zamanla bunları da yazacağım. İlk olarak Ayvacık Belediye Başkanı Sayın Halil Kalaycı'dan başlamak istiyorum.
Belediye binasına girip, diğer vatandaşlar gibi sıramı alıp beklemeye koyuldum. Orada bulunan vatandaşlar belli ki bir maruzatları vardı. Zaten hallerinden ve gözlerinden anlaşılıyordu. Bir yandan sıramı bekliyor, bir yandan Ayvacık için hazırlanmış neşriyatları karıştırıyordum. 
Ayvacık için yazılacak daha çok şey olmalıydı. Tabii onları da yazacağım.
Nihayet beni Sayın Başkan Halil Kalaycı'nın yanına götürdüler. Odadan girdiğimde makamında değil de geleni karşılayan bir vaziyette buldum. Eğitimci olduğunu bildiğim Halil Kalaycı'nın aldığı eğitimin uygulamaya konması haliydi bu.
Kısa bir süre sohbet ettik. Elbette uzun kalamazdım. Bu süre içinde Ayvacık seçmeninin ne kadar isabetli bir karar verdiğini de anladım. Başkanın ufku hayli geniş. Bence ilçe için büyük şans. Umarım görevine devam eder de Ayvacık daha güzel hizmetlere kavuşur. Bu kanaatime dair fikirlerimi başka bir yazıda kaleme alacağım kısmetse.
Genelde belediye başkanları için; yok mimar olsun, yok mühendis olsun gibi doğrudan şehircilik ve imar gibi meslekleri öne çıkarırlar. Bir yönetici bu işleri yapan değil, yapılmasına rehberlik edendir. Çünkü bir kişinin bütün problemleri tek başına çözme kudreti yoktur. Bu açıdan eğitimci yöneticileri bulundukları yer için şanslı olarak görürüm.
Öğretmenlik sadece sınıfta ders vermek değil, sınıfı yönetmektir bir yerde. Her veli; sosyal yapıdan, kültürel dokudan, ekonomik açıdan ve tahsil durumundan aynı olmayabilir. Bunların çocuklarının da mizaçları ve becerileri aynı olmayabilir.  Öğretmen bunları da yönetmeye mecburdur. Bütün bunlar her gün belli bir program dâhilinde olur. 
Dün sınıfı yöneten kişilerin bir ilçe veya ili yönetmesi diğer mesleklere göre başarı oranı daha fazladır. Tabii eğitilmiş ve bu hususta çalışmalar yapmış şahıslar istisnadır.
Halil Kalaycı Ayvacık için bir şanstır. Kendisine öncelikle sağlık ve başarılı bir ömür dilerim. Diğer yazılarda kaldığımız yerden devam edeceğim. 
Başkan ve bütün Ayvacıklılara en kalbi muhabbetlerimi sunarım.