İlçemizi temsil eden Atatürk Caddesi’nin çilesi bir türlü bitmiyor.
Çileyi o semtte duran halk ve esnaf birlikte yaşadıkları halde yıllardır hiç sesleri çıkmıyor.
İlçemizin merkeze giriş ve çıkışının ağırlığını taşıyan cadde, bazıları tarafından Beyoğlu Caddesi olarak tanımlanıyor.
Fakat… Gerçek öyle mi?
İlçenin nüfusu 15 bin iken yeterli olan cadde 30 bin nüfuslu bir ilçeye dar geliyor.
Araçlar İngiltere’de olduğu gibi sağlı sollu park ediliyor.
Trafik sorunu caddede çözülmez bir sorun haline geldi.
İlçemize atanan her emniyet müdürü, “Trafik sorununu mutlaka çözeceğim. İlk işim bu olacak.” diyor.
Gerçekten sorunu çözebildiler mi?
Trafik ekipleri sabahın erken saatlerinde başlayıp, mesai bitimine kadar ceza yağdırmalarına rağmen çözüm getiremedi.
Süper marketler ruhsatlarını nasıl alırlar bilemem. Bir tanesi şehrin merkezinde, bir tanesi aynı caddenin ilerisinde. Şimdi de üçüncü bir market açılıyor. Pankartları asılmış bile…
Buradan sormak lazım. Bu üç marketin müşterileri araçlarını nereye park edecek? Gelecekte trafik sorunu çok bilinmeyenli denkleme dönüşür mü, dönüşmez mi?
Bu mahallenin esnafı ve halkına şaşıyorum. Mahalle eziyetler dolu çember içerisinde.
Telekom`un baz istasyonu kendilerini radyasyonla tehdit ediyor ses yok.
Ekmek fırınları zehir solumalarına neden oluyor ses yok.
Şehrin giriş ve çıkışlarını artık taşıyamaz halde olan caddenin resmini her gün seyrediyorlar ses yok.
Hiçbir Allah`ın kulundan da ses yok.
Esnaflar süper marketlerin Terme gibi bir yerde pazar payını almak için yarış ederlerken; onları seyretmeleri benim kahrıma gidiyor.
Komşu il ve ilçelerde marketler asfalt boylarında serpilmişken bizde merkez içinde toplanmasına anlam veremiyorum.
Üzüldüğüm halkın ve esnafın tepkisizliği.
Hatırlatması benden.
Yarınınız bu günden güzel olsun.
Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma
