Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


HANİ MÜLKE BENİM DİYEN

HANİ MÜLKE BENİM DİYEN


Yunus, Karaçalı’dan ayrılıp Elemdağı’ndaki evlâdüıyalını görmeye gidiyor. Yusuf ona hakkını helal ettirmesine rağmen içi rahat değil. Yusuf’un gönlünü kazanıp kazanmamada şüphe ve tereddütte..  O yüzden çok kısa zamanda Yusuf’la helalleşmek için Karaçalı’ya dönüyor. Yusuf’un kaldığı eve yürüyor.

Yusuf, hırkasının içinde… Ve taze fidanlar gibi başını eğmiş gönül sultanı Yusuf’la Yunus yüz yüze...

Yusuf, ince bir zarafette, nur yumağı gibi gülümseyip ışık saçan yüzüyle; bütün bir ömrünün öyküsünü anlatır gibi tatlı mı tatlı…

Yunus, ellerine sarılıp Yusuf’tan helallik diliyor:

‘Ey gönlümün sultanı!’ diyor. ‘İşte canımı önüne attım. Size bu topraklar üstünde onca zulüm yaptık. İşte kuzu misali boynum; ister bağışlayıp dirilt, ister boynumu vurdur. Senin gibi bir erdem erinin önünde can vermek, bir ülkenin sultanlığından yeğdir. Senden ayrı yaşamanın acılığı vurdu yüreğime. Evlâdüıyalımı bıraktım, koşarak geldim! Sura üflenir gibi seslen gönlüme ki; hayat bulayım.’ diyor. ‘Size yaptıklarım için yüz bin pişmanım! Ne olur, hakkını helal eyle, Yusuf!’

Yusuf’un inciler saçan dudakları, alev alev:

‘Üzülme!’ diyor. ‘Hiçbir insanda hakkımız yoktur!’

‘Öyleyse bize nasihat eyle! Nasihate çok ihtiyacı var bu ham gönlün.’

‘Ruhun ışıklı bir âleme kanatlansın. Sevgiliden umut etmek, umudun en yüksek kertesidir. Tekrar ocağımıza gelip bizimle halvetin yetti, bize. Kötülük yaptım, gönlünü kırdım diye hayıflanıp durursun. Dönüş yapıp İslam’ı seçtin ya yeter!’

Yunus:

‘Eski cehaletimden ve hamlığımdan yüz bin kez tövbe ettim! Sizi tanıdıktan sonra Hıristiyanken Müslümanlıkla aramda kendime bir bakış açısı buldum. İslam’ı öğrendikçe insanları sevmeyi, zahire göre hüküm vermemeyi öğrendim. Yüce Kur’an’ın her mesajı bana yepyeni bir kapı ve mutlu bir dünya açtı!’

‘Bilir misin, bizim de artık ömrümüz bitti, Yunus!’

‘Keşke ömrümüz uzasaydı da derya gönlünüzden nasiplenseydik.’

‘Nasiptir! İnsan, ömrünü ölüme gitmek için harcar. Mevlâna’mızın dediği gibi sevgiliye kavuşma anıdır ölüm. O bakımdan her dakikası değerlendirilmeye değerdir.

 ‘Yanlış inançlarımla ömrümün bir kısmını heder ettim!’

Yusuf:

‘Yanlış yollarda yürüyüp ömrünü heder eden insanlara elbette acınır, Yunus! Bu dünyanın yalancı zevk ü sefasına aldanıp ışıklı yollara ulaşamayan insanların kurtuluşu için dillerimiz dua okusun. Ahret yurdumuzu gördüğümüzde dünyanın zehirle pişmiş aşa benzediğini göreceğiz ama iş işten geçmiş olacak. Zira geri dönüş yoktur, Yunus!’

 ‘Keşke yollarımız daha önce birleşseydi!’

 ‘Aldanmamak için her gün bir mezarlığı ziyaret edip ibret almak gerek. İbret alınacak bir şey varsa; ölüm ve ölülerin dünya mekânı mezarlıklardır. Bak aşk sultanı, büyük üstadımız Yunus Emre ne der, ne söyler:

Sana ibret gerek ise, gel göresin bu sinleri.

Ger taş isen eriyesin, bakıp görüce bunları.
Şunlar ki çoktur malları, gör nice oldu halleri.
Son ucu bir gömlek imiş, anında yoktur yenleri.

Kani mülke benim diyen, köşk ü saray beğenmeyen

Şimdi bir evde yatarlar, taşlar olmuş üstünleri.