Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


HASAN ALİ BAKAR VE OĞULLARI

HASAN ALİ BAKAR VE OĞULLARI


Hasan Ali Bakar’ın şehirde küçük bir aşevi vardır.  O zamanlarda ayaküstü yiyecekler satılmadığı için; her yemek ateşte pişirilir. Yemek dediğin şeyin, yağı, tuzu ve suyu olacak derdi Hasan Ali Usta.

Ustamızın diğer meslektaşlarından farkı, yöresel yemekler yapmasıydı. Yani o ilçenin köylerinde bulunan yemeklerden yapardı.  Bu özelliği zamanla tanınınca yakın ilçelerden işi olup da o ilçeye gelenler Hasan Ali Ustanın mekânına uğramadan gitmezlerdi.

Hasan Ali Usta yıllar geçmesine rağmen kendi bildiğinden, yani istikrarından taviz vermedi. Hatta ona bazıları akıl veriyorlardı. Ona, “Yine aynı yemekleri yap ama bu yemekleri yapan makinalar var, az zamanda daha çok çeşit yaparsın ve daha çok kazanırsın” derlerdi. O da “El ile yapılmayan yemeğin tadı mı olur” derdi.

Ustamız kendine güvenirdi. Haza ehil ustaydı. Özellikle temizliğe dikkat ederdi. Kazancının kendine yettiğini, fakir fukaranın duasının da bereketini artırdığını söylerdi hep. Ayrıca aşevine günde en az odan fazla kişi ücretsiz çorba içmeye gelirdi. Hasan Ali Usta bu fakirler “Rızkımı daha çok artırıyor derdi.

Zaman geçtikçe, eski usullerle çalışan müesseseler yavaş yavaş azalmaya başladı.  Ustamız kendi bildiğinden şaşmaz,  işine devam ederdi. Yavaş yavaş yaşlanıyordu. Ayrıca ücretsiz yemek yemeye gelenlerin azalması da onu üzüyordu. “Birileri bir şeyler söyleyip kalplerini mi kırdı acaba” diye geçiriyordu içinden.  Çünkü fakirler onun sigortasıydı ona göre.

Hasan Ali usta para düşünü değildi. Oğullarını da öyle yetiştirdi. “Sen verirsen Allah’ta sana verir; onunla yarışamazsın cömertlikte” derdi.  Sevilen bir ustaydı.

Zaman geçtikçe pratik yemekler çoğaldı. Tencere yemeğine rağbet azaldı.  Kolay yoldan daha çok kazanılıyor diye çok kişi eski usullerinin dışına çıkmaya başlayınca; Hasan Ali Usta bulunduğu şehirde tek kaldı. Önceleri fark edilmedi bu durum. Adım başı döneci, tostçu açılmıştı. Hasan Ali Ustanın namı duyulmaya başladı.

Haber çabuk yayıldı. Önce ilçesinde ve ilinde, sonra ülkede tanınmaya başladı. Basın haberdar oldu.  Sonra bir gün kameralar, fotoğraf makinalı birçok insan ellerinde defter kalem yığılır Hasan Ali ustanın işyerinin önüne. Kalabalığa kimse anlam veremez ve sonunda işin aslı anlaşılır. Hasan Ali Ustayla röportaj yapılacaktır. Ne de olsa ülkede sayılı müteşebbislerden biridir. Aslında onu şöhret yapan istikrarıdır. Diğerleri işlerini ter etmeseler o yalnız kalamayacaktır. Onu yalınız bırakanlar farkında olmadan kendileri yalnız kalıp, onu meşhur ettiler. Sabrın ve istikrarın mükâfatı işte…

Gazetelerde “Ananevi lezzet, Senelere direnen usta, Deden toruna lezzet köprüsü, Kaybolan damak tadımızı hatırlatan usta” gibi manşetler Hasan Ali Ustayı meşhur etti.

Haber sonunda büyük işletmeciler kapısını çaldı Hasan Ali Ustanın. Ona işlerin büyütülmesi için bazı teklifler sunarlar. Ülkede parmakla gösterilen ustadır artık. Hasan Ali Usta pek oralı olmaz.  Israrlar sürer. Hasan Ali’nin usulleri bozulmadan, ücretsiz yiyenlere dokunulmadan, işin içine makine sokulmayıp, bu işi daha fazla çırakla işlerin yürütülmesi şartını koyar.  Şartları kabul edilir.

Diğer işletmeciler, Hasan Ali Bakar’ın eski mekânına dokunmadan yanına daha büyük bir yer daha yapılır ve iki bina bir bine bağlanır. Hem Hasan Ali Ustanın eski mekânı durur, hem de ilave ile daha fazla müşteriyi aynı anda ağırlayacak duruma gelir. Hasan Ali Usta kendi alışık olduğu ocaklığı terk etmez. İşyerinin adını ise “Hasan Ali Bakar ve Oğulları” olmasını ister.

Türk yatırımcılar bu isme itiraz eder. Daha modern bir isim olmalı diye düşünürler. Hem bunu Avrupalı ortaklara izah güç olacaktır diye tahmin ederler. Hatta yeni ortaklardan bazıları “Bu isim bizi Avrupalı dostlarımıza küçük düşürür” der.

Problemin aşılması için ikna turları başlar. Hasan Ali Usta geri adım atmaz ancak bir yolu bulunmalıdır diye düşünenler çoğunluktadır. Her iki tarafı da razı edecek çözümler aranır. Bu hususta politikacılardan bile yardım istenir.

Hal böyle devam ederken bu isim işini Avrupalı ortaklardan biri duyar. Ve bunu diğer Avrupalı ortaklarla konuşur. Avrupalılar bu isme hayran kalırlar. Hem müessese eski, hem usuller eski, hem sahibi eski, hem de ismi eski. Ticari olarak çok işe yarar diye sevinçlerini dile getiriler. Yerliler şaşırır. Avrupalılar tarafından nereli olduklarını hatırlarlar.

Açılışa; bakanlar, muhalif mebusları, politikaya yeni atılacak kişiler, parlamento harici kalmış muhalifler dahi davet edilir.  Basına haber verilir. Konuşmayı aynı ilçeden iktidar yanlısı bir kişi yapar ve konuşmanın bir yerinde; işletmenin isminin kendi teklifleri olduğunu söyler…

Hasan Ali Bakar Usta ve oğulları ile yabancı ortaklar şakındır…