Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Hasan ÖZDEMİR


HAVADAN SUDAN


Havadan sudan dediysek de aslında kar yağışının Terme´yi nasıl bir sınavdan geçirdiğinden başlamak istiyorum söze.

Terme eski Terme değil ki, seksene yakın köyü ve beldesi mahalle olmuş, hizmeti yetiştir yetiştirebilirsen. Hepsine de tek merkezden ulaşacaksın. Yine de bu zorlu sınavdan kazasız belasız çıkmış ilçemiz. Kapanan mahalle yolları gece gündüz demeden çalışılarak açılmış. Kar kimine göre eğlence, kimine göre eziyet olmuş. Yirmi yıldır ben de bu kadarını görmemiştim. İyi ki okullar tatilken yağmış mübarek. Ya okullar açık olsaydı, neyse. Bizde durum böyle.

Avrupa´daki tanıdıkları aradım geçen hafta. Kış başlamadan önce herkes evine 2-3 büyük çuval tuz stoklamış. Ne yapacaklarını sordum bu kadar tuzu. Altı haneli bir apartmanda oturuyoruz, dedi. Kar yağdığında sırayla evlerimizin önündeki kaldırımları tuzluyoruz. Yaya kaldırımlarında buzlanma olsa, birisi düşse kolunu kırsa veya yaralansa, o kişinin bütün masraflarını, sigortasını bu altı daireye ödetirler, dedi. Ne güzel değil mi? Terme´de olur mu bu iş, veya bu güzel ülkemizde? Yirmi yıl sonra belki. Komşunun tentesine biriken kar kütlesi bir arkadaşımın arabasının üstüne düştü bu karda. Tavanı göçüverdi güzelim arabanın. Olan arkadaşa ve arabasına oldu. Ev sahibi ben görmedim, dedi.

Sigorta biz bir şey yapamayız, diyerek attı topu taca. Olsa ya Avrupa´da.

Bizim de övüneceğimiz hallerimiz var ama değil mi? Kar yağdığında en azından evlerimizin önünü kürekle açıyoruz.

Bir kişinin gideceği patika yolları da. Kardan adam da yapıyoruz. Meyilli arazilerde kızak yaparak kayıyoruz. Yağmur da yağacak, kar da. Güzel yönlerini alıp tadını çıkarmak lazım değil mi? Eh bu da bize yeter.

TERME´DE VAR DEMİŞTİM
Önceki haftaki yazımda Terme´de var, Terme için al demiştim. Üretken Termeli kardeşlerimizi saymıştık gördüğümüz duyduğumuz kadarıyla. Bal üretenleri, çiçek seralarında çiçek yetiştirenleri, açık bahçelerde tavuk ve yumurta yetiştirenleri, hayvancılıkla uğraşanları unuttuk belki. Gazetemizi okuyan arkadaşlarımızdan biri arayıp kendi el emeğiyle yapmış olduğu ürünlerden söz edilmediğini, zamanınız olursa onları da göstermek istediğini söyledi. Severek gittim. Cuma pazarı girişinde bir bayan kardeşimiz kendi evinde hazırladığı çeşit çeşit turşuları, pekmezleri, salamuraları, un, çorbalık, süt ürünleri, elma ve armut kuruları aklınıza ne gelirse organik olarak hazırlayıp raflara dizmiş. Alıcılarını bekliyor bu güzelim ürünler. Biz de hayırlı kazançlar diyelim, elinize sağlık.

Yine söylüyorum her sokağa bir büyük market açarak, kazançlarını başka şehirlere kaydıran BİM, A-101 gibi yerler ilçemizin gelişmesini engellemekte, gramajı ve kalitesi düşük ürünleri pazarlayarak insanların ilgisini çekmeye çalışmaktadırlar. Bizden söylemesi, başka Terme yok. Bu tür yerler bizi bizden uzaklaştırmaktadır. Bakkal amcalar sabahın saat en geç altısında ayakta olurlar. Ta ki gece 23.00´e kadar. Ya diğerleri sabah 9.00, akşam 9.00. Onları yok etmeyelim, onlara ve diğer Termeli esnafa sahip çıkalım. Yine söyleyelim TERME´DE VAR, TERME İÇİN AL.

Kalın sağlıcakla.