Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


Havza´da Bir Gün


Havza, Samsun´a 85, Terme´ye 142 km mesafede. Transit geçişleri saymazsak 24 sene sonra bir kere daha Havza´ya ayakbastım. Kaplıcalarından faydalanmak üzere Ağustos 1993´de gittiğimizde, kaplıcaya girip faydalarını dinledikten sonra, ?Her sene en az bir kere buraya geleceğim ve kaplıcaya gireceğim? diye kendime söz vermiştim. Aradan 24 yıl geçmesine rağmen bu yöndeki sözümü bir kere bile yerine getiremedim. Son gidişimiz de başkalarının vesilesi ile oldu.

İki ay kadar önce bir firma adına ev telefonundan bizi arayan kişi, kaplıca üzerine birkaç soru sormuş ve şanslı kişilerden olursak ileride bizi Havza´da misafir edebileceklerini söylemişti. Sorular mahrem değildi, zor da değildi.

Geçen hafta bizi tekrar aradılar ve Doğan Şirketler Gurubunun misafiri olmak için Perşembe günü müsait olup olmadığımızı sordular. O gün için bir proğramımız yoktu; ?uygundur? dedim.

Havza bir kaplıca şehriydi. ?Herhalde burada bir termal tesis kurdular ve tanıtımını yapacaklar? diye düşündüm. Çünkü daha önce de Afyon´da bir kaplıca tanıtım proğramına katılmıştım. Lâkin son akşam bizi aradıklarında, ?Yanımızda bir şey getirmemiz gerekiyor mu?? diye sorduğumda ?Hayır, hiçbir şey getirmeniz gerekmiyor? cevabını alınca, proğramda kaplıcaya girmek olmadığını anladım.

Perşembe günü Samsun´da buluştuk ve bir minibüsle Havza´ya hareket ettik. 50 dakikalık bir yolculuktan sonra Havza´da Atatürk evinin önünde minibüsten indik. Terme´den gelenler olarak ben, eşim ve eşimin arkadaşı olmak üzere üç kişiydik.

Atatürk Evi, aslında bir müze. Atatürk kurtuluş savaşını başlatmak üzere Samsun´dan sonra Havza´ya geldiğinde burada kalmış. Misafirliğinin sonunda, ?Eğer Havza´nın nafi(faydalı) ve şifalı kaplıcaları ahval-i sıhhiyem üzerinde müsbet bir tesir bırakmasaydı, emin olunuz ki inkılâp için çalışamayacaktım? diyerek, Havza kaplıcalarını övmüş.

Müzeyi gezmeye başladık. Biz hangi odaya girsek, bizi telefonla davet eden kız da bizimle geliyor ve açıklamalarda bulunuyor. Görevli kız, üniversiteyi yeni bitirmiş ve henüz atanmamış bir Tarih Öğretmeni adayı. ?Demek ki, diğer misafirlere nazaran bizi daha önemsiyor? diyerek bu ilgisinden memnun kalmıştım. Meğer her üç kişi için bir görevli varmış ve minibüste gelirken gördüğüm gençler, misafir değil firmanın görevli elemanlarıymış. Yani bizim gurupta, biri başkanları olmak üzere dört görevli varmış!

Müzeyi gezdikten sonra bizi etrafı tarla olan bir tepeye götürdüler. Burası şirketin termal tesis yapacağı alanmış. İki ayrı yere birer temel atılmış. Bir de iki insan boyu yüksekliğinde bir tanıtım tabelâsı dikmişler. Tabelâda, şirketin bugüne kadar gerçekleştirdiği yatırımların listesi var. Tam 101 tane.
Her biri önemli ve büyük projeler. Bir fikir vermesi açısından iki tanesini yazıyorum:

1.Bakü-Azerbaycan Haydar Aliyev Havalimanı,

2.(Türkiye) Cumhurbaşkanlığı Sarayı.

Tesis alanı ve şirket hakkındaki bilgilendirmeden sonra tekrar şehre döndük ve büyük bir binanın önünde durduk. Saat 12.30 olmuştu ve sırada öğle yemeği vardı. Misafir olduğumuza göre yemek de şirkettendi! Rehberimiz yine bizimle. Biz ne yapacağımızı düşünürken elinde yemek fişleri ile geldi ve bizlere birer tane verdi. Yemekte de bizim masamıza oturdu.

Yemekhaneden çıktığımızda öğle ezanı okunuyordu. Terme´ye göre hemen hemen 5 dakikalık bir fark var. Binada mescit olup olmadığını sordum. Rehberimiz, ?Mescide gerek yok. Binanın arkasında cami var? dedi ve ekledi:

?Ben sizi götürürüm.?

Hakikaten bizimle birlikte camiye kadar geldi. Namazımızı bitirene kadar caminin kapısında bekledi ve yine bizi aldığı yere, merkez binaya götürdü. Doğrusu bu kadarını beklemiyordum.

Sıra, şirketi ve işi tanıtmaya, kaplıca ile gelecek sağlığı anlatmaya ve alışverişe gelmişti.

Onu da gelecek haftalara bırakalım.

Sağlıcakla kalın.