Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


HAYAT OLTAMIZ        

HAYAT OLTAMIZ        


Bazen fırsatlar takılır hayat oltamıza. Ama onları bir türlü yakalayamayız. Usta bir balıkçı olmadığımızdan mı kaynaklanır bu ya da tembelliğimizden mi? Belki de onları yeteri kadar istemediğimiz ve uyuşuk davrandığımız içindir.

     Hayatımızdaki nehirler coşar bazen. İçi hazine dolu sandıkların önümüzden göz göre göre geçmesi, ömrümüzde kaç kere olur? Ama birkaç saniye sonra hazinenin kaybolacağını bile bile onu elde etmek için hiçbir şey yapmayız. Soğuk sulara çıplak ayakla girmeye üşeniriz. Hazine dolu sandık nasıl olsa aşağılarda bir yerde takılıp kalır, biz de rahat rahat alırız diye düşünürüz kimi zaman. Ya da boş ver canım, nasıl olsa yine yağmur yağar, seller akar; hazine dolu sandıklar önümüzde cirit atar diye aldırmaz bir edaya bürünürüz.

     Her istediğimizde yağmur yağar mı? Peki ya yağan yağmur temize çeker mi yüreğimizin pişmanlıklarını, geç kalınmış hayatlarımızın karasını?

      Ya yağmur fırtınayla iş birliği yaparak yağarsa… Nehirler kabarır, taşarsa… Hazine dolu sandıkları görmek bile hayal olmaz mı?

      Güneşi her özlediğimizde gökyüzüne bakmamız yeter mi? Ya güneş yoksa… Ya şimşekler çakıyorsa… Ya güneş çekip gitmişse bizi karanlıklar altında bırakıp…

      Umutları hep yeni yıllardan beklerken umarsızca harcadığımız yılları hangi çöp kutusuna sığdırabiliriz ki? Hangi geçmiş sığdırır benliğine öylece yitip giden yılları? Hangi kalp dayanır kavuşamadığı umutlarının hasretine? Onca dövünmelere rağmen ne bol keseden harcarız zamanı!

     Ceplerimize doldurduğumuz dakikaların hepsi bizim midir gerçekten?

     Geride kalan her yılın son takvim yaprağını kopardığımızda, yılların azgın dişlileri arasında ömrümüzün biraz daha öğütüldüğünü, daha küçük parçalara ayrıldığını görmek, uzun süren uykularla artık vedalaşmak gerektiğini hatırlatmaz mı bize?

      Şimdi…                                     

      Hayallerimin neresinde olduğumu bir kere daha düşünmeliydim bu son gece.

     Belki de düşlerimin bir ucundan tutmak için hâlâ bir şans vardır elimde.

     Belki de yoktur.

     Kim bilir…

     Ama ben, hep varmış gibi davranmalıyım…

     Bu gece eğlenecek zamanım yok herkes gibi. Önce geçen yılın muhasebesini yapmalı, sonra hayallerimi yeniden gözden geçirmeliyim. Ve sabaha uyandığımda yeni yılın ilk ışıklarına dimdik bir şekilde merhaba demeliyim. Ve ilk düğmeyi doğru iliklediğimden emin olana kadar düğmeleri iliklemeye devam etmeliyim…