Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Nazmi KILIÇ


HAYATIMIZDAKİ DENGE

HAYATIMIZDAKİ DENGE


    Sahabeden üç kişi Peygamberimizin eşlerine onun ibadet hayatı hakkında sorular sordular. Efendimizin ibadet hayatı anlatılınca, biri, “Bundan böyle geceleri daima namaz kılacağım.” dedi. Diğeri, her daim oruç tutacağını, üçüncüsü de hiç evlenmeyeceğini söyledi. Bu sırada Peygamber (s.a.s) geldi. Aşırılık hususunda onları uyardı:     “Allah'a yemin ederim ki, ben aranızda Allah'tan en çok korkan ve O'na en bağlı olanım. Bazen nafile oruç tutarım bazen tutmam. Hem namazımı kılar hem uykumu uyurum; hem de evlenirim. Her kim benim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir.”
    Rabbimizin evrene koyduğu düzen hassas bir denge vardır. Dengeden ufacık bir sapma evrende korkunç felaketlere yol açabilir. Küçük kâinat olarak düşünülen insan da aynı hassas bir dengeyle yaratılmıştır. Dengede görülecek sapmalar, insanı aşırılıklara götürür; ruh ve beden bütünlüğünde bozulmaya yol açar. Dengeli hayat için ruh-beden, madde-mana, dünya-ahret birbirine feda edilemeyecek öneme sahiptir.   
    İnanan için hayatın ölçüsü, aşırılıktan sakınmaktır. Ne dünya için ahretten, ne ahret için dünyadan geçmektir; asıl denge, ikisi arasında bağ kurabilmektir. Müminin ölçüsü, hayatta dalâletten kaçıp hidayete sığınmaktır. Allah'ın emrine sadakat, Resul'ün yolunda yürümektir. 
    Gerçek mümin olmanın yolu dengeli şahsiyet sahibi olmaktan geçer. Lokman, oğluna “Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt!” öğüdü ile kişiliğin Rabbimizin koyduğu yaratılışa ve tertemiz öze uygun olması gerektiğini ifade etmiştir.     Namazın belli vakitlerde farz kılınışı, günde beş vakit dilimizden dökülen “bizi doğru yola ilet” duası, Furkan Suresindeki orta yolun izlenmesi öğüdü, Kasas suresinde “Allah'ın sana verdiği şeylerde ahret yurdunu ara, dünyadan da nasibini unutma” ayeti yaratılıştaki dengenin korunmasını öğütler. 
    Mümin, övgüsünde-yergisinde, sevincinde-kederinde, öfkesinde-sükûnetinde itidalli olandır. O, yemesinde-içmesinde, giyiminde-kuşamında, kazancında-tüketiminde aşırılığa gitmeyendir. Rabbimiz, mesajlarıyla bizi doğru yola erdirmek ve erdemli kılmak ister. Bunun için Kitabında, hayatımızın her anıyla ilgili uyulacak ölçüler koyar. Ölçüyü belirleyen Allah'tır; biz kula düşen, sadaka ve teslimiyet göstermektir. 
    Rabbimiz, “Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.” Buyurarak aşırılığı yasaklar, konulan sınıra uymayı emreder. Peygamberimiz (s.a.s), hadisinde her konuda olduğu gibi ibadetlerimizde itidal sahibi olmamızı vurgular: “Din kolaylıktır. Bir kişi takatinin üstünde ibadete kalkışırsa din karşısında aciz kalır. Bunun için aşırıya kaçmayınız, dosdoğru yolu tutunuz ve (salih amellerden alacağınız mükâfattan ötürü) sevininiz.” 
    Yaşanılan sıkıntının temeli hayatın sırrı olan dengenin bozulmasında yatar. Ruh-beden bütünlüğü bozulduğundan hayatı anlamlandıramamakta ve ruhi bunalıma girmektedir. Maddeye boğulmasına rağmen manevî dünyasında fakirleşen nice insanlar vardır. Dünyanın bir köşesinde insan açlıktan ölürken, başka köşesinde israf mevcuttur. Birileri kurşunlar, bombalar, esaretler, işkenceler altında hayat mücadelesi verirken, kimileri alabildiğince haz ve hız peşindedir. Kimileri, dinimizi şiddet, terör, vahşet, katliam kaynağı olarak gösterirken, ne yazık ki kimileri aşırılıkları ve sınır tanımazlıklarıyla buna çanak tutmaktadır.  
    Olumsuzlukların ilacı, bize hidayet ve şifa kaynağı olarak indirilen Kuran'dır. Âlemlere rahmet, rehber ve örnek gönderilen Muhammet Mustafa (s.a.s.) dır. Yeter ki biz Kuran'a ve Resulullah'a sadakatle, teslimiyetle, itaatle gönül verelim. Peygamberimiz (s.a.s)'in duasını unutmayalım: “Rabbim! Bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun. Allah'ım! Açıktan ve gizli olarak yaptığım, yapacağım bütün günahlarımı, kusurlarımı bağışla. Sen, öne alan ve önce olansın. Sen, geriye bırakan ve sonsuz olansın. Senin her şeye gücün yeter.”  Sağlıcakla kalın.