Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


Hayrihi ve Şerrihi min ´Allahi Tealâ


İmanın şartları ´Amentü´de toplanmıştır. ?Allah´a, Allah´ın meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine?? iman şartı vardır amentüde. Son maddesinde ?kadere, hayır ve şerrin allah´tan olduğuna inanmak? vardır.
Bu konu genelde yanlış anlaşılmaktadır. Burada ?Hayır ve şer Allah´tandır? derken, şerrin Allah´tan geldiği anlaşılmamalıdır. ?Hayrı yaratan da şerri yaratan da O´dur? denilmek isteniyor. Allah fiilleri kulunun isteği doğrultusunda yaratır. Kul hayır istiyorsa Allah ona ´hayır´ yaratır. Şer istiyorsa şer yaratır. Yani, eylemleri isteyen kul, yaratan Allah´tır. Dolayısıyla şerri tercih eden insan bu tercihinden ve tercihinin sonuçlarından sorumludur. İtikattaki önderimiz İmam Maturidi´nin görüşü bu yöndedir.
Bu hüküm, insanın iradesi dahilinde olan konular içindir: İnsanın sadaka vermesi veya hırsızlık yapması? İnsanın iradesi dahilinde olmayan olaylar için tam olarak ?Hayır da Allah´tandır, şer de? diyebiliriz.
Bugün için insanın bir depremi önlemeye gücü yetmez. (HAARP Projesi hariç) deprem çıkarmaya da gücü yetmez. Öyleyse depremde oluşan kayıplar için, ?Hayır da şer de Allah´tandır? diyebiliriz.
Bazen bize şer gibi gelen, hoşumuza gitmeyen durumlar olabilir. Bir Müslüman bunları da hayra yormalıdır. Ancak ?Her şerde hayır vardır? demesek bile, ?Bunda da bir hayır vardır inşallah? der ve bize şer gibi gelen olayın, hakkımızda hayra vesile olmasını dileriz. Zaten bu konuda bir ayet de vardır. Bakara Suresi 216. Ayette Allah(CC) şöyle buyuruyor:
??Sizin için daha hayırlı olduğu halde bir şeyi sevmemeniz mümkündür. Sizin için daha kötü olduğu halde bir şeyi sevmeniz de mümkündür. Allah bilir, siz bilmezsiniz.?
Bize şer gibi gelen durumları hayra yormalıyız, dedik. İşte buna bir örnek:
?Soğuk bir kış sabahı sahildeki küçük bir köyden bir balıkçı filosu denize açıldı. Öğleden sonra büyük bir fırtına koptu. Gece olduğunda balıkçı teknelerinden hiç birisi limana dönememişti.
Gece boyunca eşler, anneler, çocuklar ve sevgililer ellerini açıp kaybolan yakınlarını kurtarması için Allah´a yakararak kıyıda dolaştılar.
Bu berbat durumda gece bir de kulübelerden birinde yangın çıktı. Yangında kulübeden, kulübe sahibi kadın ile iki çocuğundan başka hiçbir şeyi kurtarmak mümkün olmadı.
Gün ışırken herkes balıkçı teknelerinin sapasağlam limana döndüğünü gördü. Herkes sevinç çığlıkları atıyor, sevinç gösterileri yapıyordu.
Kıyıda ağlayan tek kişi vardı; Yangında evi kül olan kadın.
Kocası karaya çıkarken kadın, ?Mahvolduk. Evimiz, içindeki her şeyi ile birlikte yangında kül oldu? diye haykırdı.
Adam ona doğru yaklaşırken hiç de üzülmüş görünmüyordu. Karısına sarıldı. ?O yangına şükürler olsun. Gecenin zifiri karanlığında, o müthiş fırtınada, dağ gibi dalgalar arasında yanan kulübemizin ışığı sayesinde bütün tekneler yolumuzu bulduk ve salimen dönebildik.?
Hayat bu.
Siz felaket gibi görünen bir olayın, felâket gibi görünenden daha büyük bir hayra vesile olacağını ilk anda bilemezsiniz. Ama o felâket, işin sonunda sizin sevinmenize, hatta sevinç gözyaşı dökmenize sebep olabilir. Bu olaylar yaşanmadan önce kadına, ?Kulübenizin yanmasını mı yoksa kocanın denizde kaybolmasını mı tercih edersin?? diye sorsalar acaba cevabı ne olurdu?
Yukarıdaki kıssada kulübenin yanması mı felâket, yoksa kadının kocasının ölümden dönmesi mi daha büyük bir hayırdır? İşte ?Siz bilmezsiniz, Allah bilir? ayetinin gerçekliği.
Müslüman mütevekkildir. Her şeyin Allah´tan geldiğine inanır. Ona güvenir, O´na teslim olur. Hakkında şer gibi görünen durumları da hayra yorar. Şerleri hayra dönüştürmesi için Rabbine dua eder.
Rabbim şerleri bizden uzak eylesin. Bize şer sıçratmak isteyenlere fırsat vermesin. Şer güçlerle mücadele eden askerlerimize güç ve kuvvet versin. Bu haftayı ve gelecek günleri hakkımızda hayırlı eylesin.