Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


HEPİMİZ İÇİN ´´ZOR´´DU


O gün herkes, Samsun-merkeze bir şehit geleceği haberi ile yankılandı.
Iğdır´da göreve giderken, haince terör saldırısında şehit düşen vatan evladından birisi de polis memuru ismini o an duyduğum Burak ZOR´du.

Şanlı şehidimizin cenazesinin öğle namazına müteakip Büyük camiiden kaldırılacağı söylendi. Öğleye kadar okulda seminer çalışmamız vardı. Arkadaşlarla ne olursa olsun şehidimize karşı son vazifemizi yapmalıyız diye kararlaştırdık.


Seminer biter bitmez Büyük camiiye doğru yola koyulduk. Vardığımızda ezana çok az bir zaman kalmıştı. Camiinin içi-dışı lebalep doluydu. Yer bulmak imkansızdı. Öğle namazı için yakındaki bir kenar camiiye yöneldik. Akabinde cenaze namazı için o mahşeri kalabalıktaki yerimizi aldık. Yediden yetmişe herkes oradaydı. İğne atsan yere düşmüyordu. Tekbir sesleri yeri göğü inletiyordu. Bütün cemaat PKK terörüne lanet yağdırıyordu. Bu arada beklenmedik bir şey oldu. Günlük güneşlik olan hava bir anda değişime uğradı. Allah´ın rahmeti tecelli etti. Şehidimizi tekbir sesleri arasında ,rahmet altında Rahmet-i Raman´a uğurladık.


Bu manevi hava bana Bakara suresindeki ´´ Allah yolunda öldürülenlere ölü demeyiniz, bilakis onlar diridirler, fakat siz bilemezsiniz.´´ ayetinin hatırlattı. Evet, şehidimiz hayattaydı ama biz bilemiyorduk.


Şehidimiz polis memuru Burak ZOR, 29 yaşındaydı. Geride kederli ailesini, sevenlerini ve 1,5 yaşında boynu bükük biricik evladını bıraktı.


Şehidimizin baba evi Baruthane mahallesindeymiş. Burası benim ikamet ettiğim Kalkanca mahallesine 1 km mesafedeydi. Akşam, burada şehidimizin ruhuna Kuran-ı Kerim ve mevlit okunacağı haberini aldım.


Şehidimizi hal ü hayatında tanımıyordum. Bu, pek de mühim değildi. O, hiç tanımadığı bizler için şehadet şerbetini içmişti.


Komşum, İbrahim Meral´le akşamki davete icabet etmeye karar verdik. Öyle de yaptık.


Acılı babası zorlukla ayakta duruyordu. Babasına ve yakınlarına, öğretmen olduğumuzu, acımızın büyük olduğunu sabırlar dilediğimizi kelimeler boğazımızda düğümlenerek söylemeye çalıştık.


Bir nebze acılarını hafiflettiğimizi düşünüyorum. Çünkü sevinçler paylaşıldıkça çoğalır, acılar paylaşıldıkça azalır.


Şüphesiz ateş düştüğü yeri yakıyor.


Hakikaten zor bir durumdu.


Allah kimseyi kaldıramayacağı yükle imtihan etmesin.


Şehitler vurulunca değil, unutulunca ölür.


Ertesi gün İlkadım İlçe Milli Eğitim Müdürü Cengiz ÇETİNKAYA, okulumuzdaki toplantıda bu konuyla ilgili uzun uzun konuştuktan sonra şehidimizin isminin Baruthane´deki bir okula verileceğini söyledi. Okulun adı BURAK ZOR İMAM-
HATİP ORTAOKULU. Müjde sevinçle karşılandı. Böylece ismi unutulmamış olur.


Şehidimiz, denildiğine göre sosyal medyada, ´´Allahım, arkadaşlarımız gibi bana da şehit olmayı nasip et´´ diye niyaz dolu paylaşımlarda bulunmuş.

´´Ey şehit oğlu şehit, isteme bizden makber

Sana kucağını açmış duruyor PEYGAMBER.´´

Sağlıcakla kalın.