Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

B.Rahmi ÖZEN


HER NE ARARSAN KENDİNDE ARA

HER NE ARARSAN KENDİNDE ARA


“Hararet nârdadır, sacda değildir
Keramet baştadır, tacda değildir
Her ne arar isen kendinde ara
Mekke`de, Kudüs`te, Hac`da değildir.”
Hacı Bektaş Veli

Sözün de mutlu olduğu anlar vardır. Sözcükler, dünyanın en mutlu demini yaşar erdemli insanın dilinde. Elmas bölükleri gibi dökülürken en şeker sözcük bölükleri, mest eder dinleyenleri. 
Erdemlilerin yolu; ilim, irfan ve insanlık sevgisi üzerine kurulmuştur! `Sen, seni bilirsen yüzün Hüdâ`dır; sen seni bilmezsen, Hak senden cüdadır!` derler, ol yiğit erler. 

Her şeyi insanda, insan yüreğinde arar erdem yüklü sineler. `Şu âlemde; Hakk`ı kendi özümüzde, kendi özümüzü Hak`ta bulan bir hakikatiz, biz.` derler. Düşmanları kin, mürşitleri bilimdir, onların. Hakkı tavsiye eden dilleri baldır. Peteklerine bal devşirdikleri irfanı, yüce bir kitaptan alırlar, erdem erleri. Amaçları; yeryüzünde ceylanla aslanı yan yana aynı bahçede yaşayan iki dost eylemektir. Hiç bir insanı kınamazlar, ayıplamazlar, horlamazlar. Yeryüzü toprağına kardeşlik ve sevgi hazinesi inşa ederler. Renkli bir gülistandır yaşatmak istedikleri yurdun.

Düşünce karanlığına ışık tutmaktır bütün işleri. Dinlerine mide ve dizleriyle değil, kalpleriyle bağlıdırlar. Onlar için evrende okunacak en büyük kitap insandır. Bütün işlerinde âdil oldukları için yüzleri ak, alınları paktır.
İnsanın cemali, Hakk`ın cemalidir, onlara. İnsan gönlünü Hakk`ın evi bilirler, incitilmesine razı oamazlar. Onlar, hayvanların dahi incitilmesini istemezler. 
Bilimle gidilmeyen yolun sonunu karanlık sayarlar. Daim arı ve arıtıcıdırlar. İnsanı Kâbe bellemişlerdir. Gözleri; kusurlara ve ayıplara kapalıdır, kördür. Kulakları; çirkin sözlere sağırdır, onların. 

Ve insanın değeri; yüreğinin ağırlığıncadır, onların yanında. 
Bu dünyada düşünce karanlığına ışık tutanlara ne mutlu… 

Bir söz ki, söyler onu dağlar, taşlar bağıra bağıra: Ne ararsan, kendinde ara. Dini, dili, rengi ne olursa olsun, iyiler iyidir. `Sen iyi ol ilkin ki; karşındaki iyi olsun,` derler. 

Doğruluk dost kapısıdır. Ve doğruluk arı ve arıtılmış bir karargâhıdır. Komşu hakkına dokunmazlar; emanete hıyanet etmezler. `Göze nur gönülden gelir. İnsanın cemali, sözünün güzelliğidir; kemali, işlerinin doğruluğundadır.` der, bu yiğitler.
Akıl aya, ilim yıldıza, marifet güneşe benzer, onların nezdinde. `Seni, incitseler de sen incitme.` derler. Düşmanlarını tanırlar, lakin onun da bir insan olduğunu unutmazlar. Kuvvetlerini zavallıya değil, zalime karşı kullanırlar.
Marifet ehli olduklarından ilk makamları edeptir. Nefislerine ağır geleni kimseye yüklemezler. Ellerine, dillerine, bellerine sahiptirler. 

İnsanın olgunluğu, davranışlarının doğruluğundadır. Doğru yolda gidene veli, eğri yolda gidene deli derler. `Asıl körlük, nankörlüktür. İyiliğe karşı kötülük, hayvanlıktır.` derler. 
Harama bakmazlar, hatır yıkmazlar, başa kakmazlar, dünya için kaygı çekmezler. 
Ayağa kalkacaklarsa hizmet için kalkarlar. Hamı pişiremezlerse pişmişi ham etmezler. Onlara göre; mürşitlik alıcılık değil, vericiliktir. `Özünle, sözünle, gözünle işinde ol.` derler.

Ol Erdem erleri, ölünceye dek edep elbisesini sırtlarından çıkarmazlar. Meclislerinin yanı ve tarafı yoktur. Âlimin sohbetini, cahilin ibadetinden daha faydalı bilirler. O nedenle ya okuyucudurlar, ya dinleyici… Diken olmazlar, merhem ve mum gibidirler. `İçinde kibir, düşmanlık, cimrilik, kıskançlık, öfke, maskaralık gibi türlü şeytan işi olanlara çok yazık!` derler. Sevgi muhabbeti pişer, ocaklarında. Bülbüller şevke gelir; gül açar, bağırlarında, kucaklarında. Hırslar, kinler yok olur meydanlarında. Aslanlarla, ceylanlar dosttur bağlarında, bahçelerinde. Dostlarıyla beraber yanarlar, dostlarıyla beraber kanarlar ve her nefeste Yaradan`ı anarlar.