Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Hırçın Deniz

Hırçın Deniz


Bir arkadaşımız sosyal medyada bir kitap kapağı paylaşmış. Diğeri de ona nazire yapmış, bir kitap kapağı da o paylaşmış: Hırçın Bir DENİZ Hikâyesi. Deniz’i büyük harfle yazmasa belki de dikkat etmeyecektim. Meğer sözü edilen Deniz, bir zamanlar ülkede terör estiren Deniz Gezmiş imiş.

Arkadaş bunu kendi sayfasında paylaşsa neyse. Ama gurupta paylaşınca iş değişiyor. Ses çıkarmasak onaylamış sayılacağız. Arkadaşa özelden yazdım ve “Bu, pek iyi olmadı” dedim. Bir süre sonra gördüm ki arkadaş paylaşımını kaldırmış. İyi de etmiş.

İki ay kadar önce de bir yakınım Deniz Gezmiş’le ilgili kendisine gelen bir iletiyi sayfasında paylaşmıştı. Yaşı itibariyle Deniz Gezmiş’i yakından tanıyacak konumda değildi. Bulunduğu çevrenin çoğu sol tandanslıydı. Onların pohpohlamasına aldanarak paylaşımda bulunmuş olmalıydı.

Paylaşımda, annesinin Deniz’i hatırladığı ve bu yüzden ağladığından söz ediliyordu. Ben de bir katkıda(!) bulunayım dedim. “Annesi, Deniz’in ölümüne sebep olduğu banka bekçisi aklına geldi de acaba bu yüzden mi ağladı? Yoksa oğlu Amerikalıları kaçırdıktan sonra sığındığı ODTÜ’de, onu almaya gelen jandarma ile aralarında çıkan çatışma sırasında ölenleri hatırladı da onlar için mi ağladı?” diye yazdım. Diğer eylemlerinden şimdilik kaydıyla söz etmedim.

Ülkede bir grup var ki Deniz’i kahraman göstermek istiyor. Onun masum olduğuna halkı inandırmaya çalışıyor. İnsanların duygularına dokunarak, “Üç fidan”, “Üç fidanın yanına bir çınar” gibi sıfatlarla onları övüyor, halka şirin göstermeye çalışıyorlar. Üç Fidan dedikleri; Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’dır.

Yukarıda adı geçen kitabın yazarı Ahmet Tahir Can, tanıtım yazısının sonunda;

“Can verirken darağacında geride boynu bükük kaldı belki sevenleri ama bir o kadar da gurur duyacakları destansı bir hayat vardı onun ardında” diyor. Bu ifade dahi, sanki onların masumiyeti konusunda bir şüphe yokmuş havası uyandırıyor okuyucu üzerinde.

Ülkede Deniz’i sevenler olduğu konusuna laf etmiyorum. Ancak “gurur duyulacak” bir tarafının bulunduğu, hele de ‘destansı’ bir hayatının olduğunu kabul edemem.

Banka soyma, adam öldürme eylemlerinden elbette gurur duyulamaz. Destana gelince; millet için, vatan için, insanlık için faydalı ve üstün hizmetler yapanların hikâyeleridir destanlar. Bu bakımdan Deniz Gezmiş, destan ile yan yana gelemez.

Her ölüm yıldönümünde Deniz Gezmiş ve arkadaşları belli kesimlerce anılır. Ben bu konuyu daha önce de yazdım. Şimdi hepsine değinmeden onun eylemlerinin bazılarına yer vereceğim.

*12 Haziran 1968: İstanbul Üniversitesini işgal etmiş ve eğitimi engellemiştir.

*1968 yılında gerilla eğitimi almak için Filistin’e gitmiştir. Bu eğitimi, terör eylemlerinde kullanmak için aldığını söylemeye sanırım gerek yoktur.

*11.01.1971: İş Bankası Ankara Emek Şubesini soymuş ve 124 bin lirayı gasp etmiştir. Soygunu önlemek isteyen banka bekçisini öldürmüşlerdir. Tetiği Deniz mi yoksa arkadaşları mı çekti bilinmiyor.

*Mart 1971: Balgat Amerikan üssünde görevli 4 Amerikalı askeri kaçırmışlar ve devletten 400 bin Dolar fidye istemişlerdir. Deniz Gezmiş’in ODTÜ’de saklandığını haber alan emniyet güçleri üniversiteye gider. Ancak Rektör Erdal İnönü, polislerin üniversiteye girmesine izin vermez. Bunun üzerine jandarma üniversiteye girer. Arama yapmak isteyen askere içeriden ateş açılır. Çıkan çatışmanın bilançosu: 3 ölü, 26 yaralı.

Benim merak ettiğim konu şudur:

Bunca vukuatları, banka soygunları, ölüme yol açan eylemleri ortada olmasına rağmen bunları savunanların amacı nedir? Deniz Gezmiş ve arkadaşları bu milletin hayrına ne yapmıştır da kahraman ilan edilmektedir?

Bir fabrika mı açmışlar? Devletin hizmet sunamadığı bir mahalleye yol mu yaptırmışlar? Suyu olmayan bir köye su mu getirmişler? Ameliyat parası bulamayan gariban bir vatandaşın hastane masraflarını mı üstlenmişler? Yıllardır kanlı bıçaklı olan iki sülaleyi mi barıştırmışlar? Askerin cephaneliğini bombalamak isteyen teröristleri mi engellemişler?

Ya da benim bilmediğim olağanüstü bir hizmette mi bulunmuşlar?

Onu övenlerden, onları kahraman ilan edenlerden bunun cevabını bekliyorum.