Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


HOCAM, ZİLE KAÇ DAKİKA VAR ?


Her za­man­ki gibi ortak bir sı­nav­da gö­zet­men­lik ya­pı­yor­dum. Sınav hali işte.

Öğ­ren­ci­ler­de büyük bir telaş ve ko­şuş­tur­ma­ca. Sınav baş­la­ya­lı 20 da­ki­ka ol­muş­tu. Sü­re­nin bi­ti­mi­ne daha 20 da­ki­ka vardı.

Yıl­lar­dır alı­şık ol­du­ğum o can alıcı soru son sınıf öğ­ren­ci­sin­den gel­miş­ti :

?Hocam zile kaç da­ki­ka var??

Hiç is­ti­fi­mi boz­ma­dan yirmi da­ki­ka var dedim ve fark­lı bir şey yap­tım. Ko­lum­da­ki saati çı­ka­ra­rak soru soran öğ­ren­ci­nin ma­sa­sı­na koy­dum. Sa­at­ten sü­re­yi takip et ve bir daha bana bu so­ru­yu sorma, dedim.


Ha­re­ke­tim öğ­ren­ci­le­rin ga­ri­bi­ne git­miş­ti. Bir­ço­ğu dav­ra­nı­şı­mı te­bes­süm­le ve ta­ac­cüp­le kar­şı­la­dı.


Ben her za­man­ki gibi alı­şık ol­du­ğum so­ru­yu bek­li­yor­dum ama o an ver­di­ğim kar­şı­lı­ğı ben de bek­le­mi­yor­dum.


Oysa gü­nü­müz­de saat sı­kın­tı­sı yok. Her sı­nıf­ta du­var­da bir saat var. Her öğ­ren­ci­de kol saati var. Cep te­le­fon­la­rın­da saat uy­gu­la­ma­sı var. Ay­rı­ca der­sin ya da sı­na­vın baş­la­dı­ğı­nı ve bit­ti­ği­ni haber veren zil ça­lı­yor. Bu­nun­la da ye­ti­nil­me­mi­şi bant kayı dev­re­ye gi­ri­yor. ? İyi ders­ler ? , ? şimdi te­nef­füs za­ma­nı ? ? gibi gönül ok­şa­yı­cı ifa­de­ler kul­la­nı­lı­yor. Buna ila­ve­ten her gö­zet­men ?son on da­ki­ka, son beş da­ki­ka ar­ka­daş­lar? di­ye­rek va­zi­fe­si­ni ifâ edi­yor.


Buna rağ­men öğ­ret­men­li­ğe baş­la­dı­ğım gün­den bu güne bu so­ru­nun üç-beş öğ­ren­ci ta­ra­fın­dan so­rul­ma­dı­ğı hiç­bir sı­nı­va rast­la­ma­dım. Belki öğ­ren­ciy­ken ben de böy­ley­dim. Bi­le­mi­yo­rum.


Bunu bir ? ka­lıp­laş­mış ve ka­nık­san­ma­mış öğ­ren­ci dav­ra­nı­şı ? ola­rak gö­rü­yo­rum.


Yan­lış an­la­şıl­ma­sın, bu so­ru­yu soran öğ­ren­ci­le­re kız­mı­yo­rum, on­la­rı ayıp­la­mı­yo­rum. Sa­de­ce bir tes­pit­te bu­lu­nu­yo­rum ve se­bep­le­ri üze­rin­de kafa yo­ru­yo­rum. Bu dav­ra­nı­şın öğ­ren­ci­lik 
son­ra­sı ha­ya­ta da yan­sı­yıp yan­sı­ma­ya­ca­ğı hu­su­sun­da en­di­şe­li­yim.

İnanın mes­lek ha­ya­tım bo­yun­ca bu so­ru­nun, so­rul­ma­dı­ğı hiç­bir sınav ha­tır­la­mı­yo­rum.


Tak­tım bir kere.


Gö­rev­li bu­lun­du­ğum her sı­nav­da acaba bu so­ru­ya mu­ha­tap ol­ma­dan bu sı­na­vı ta­mam­la­ya­bi­lecek miyim diye sa­bır­sız­lık­la bek­li­yo­rum lakin şu ana kadar müm­kün ol­ma­dı. Bun­dan sonra olur mu bil­mi­yo­rum.


?Eği­tim ki­şi­le­re olum­lu dav­ra­nış­lar ka­zan­dır­ma sü­re­ci­dir. Eği­ti­min en bariz ta­nı­mı budur.


Bu dav­ra­nış, olum­suz bir dav­ra­nış.


Adına ´´ boş ve abes soru sorma has­ta­lı­ğı ? di­ye­bi­li­riz. Tıbbî ta­nı­mı nedir bil­mi­yo­rum.


Sos­yal ha­yat­ta boş boş soru so­ran­lar var­dır. Te­mel­le­ri­ne inin, ina­nın ?zile ne kadar var hocam? di­yen­ler­dir.


Şunu unut­ma­ya­lım, soru sor­mak cevap ver­mek­ten daha önem­li­dir.


?Bana soru sor sana kim ol­du­ğu­nu söy­le­ye­yim? di­yo­rum bu gö­rü­şüm­de de id­di­alı­yım.


Ben öğ­ren­ci­le­re zaman zaman ver­dik­le­ri ce­vap­la­ra göre değil, sor­duk­la­rı so­ru­la­ra göre sözlü notu ve­ri­rim. Er­ba­bın­ca ma­lum­dur.


Unut­ma­ya­lım, ki­şi­nin sor­du­ğu soru ze­ka­sı­nı, ver­di­ği cevap bil­gi­si­ni gös­te­rir.