Her zamanki gibi ortak bir sınavda gözetmenlik yapıyordum. Sınav hali işte.
Öğrencilerde büyük bir telaş ve koşuşturmaca. Sınav başlayalı 20 dakika olmuştu. Sürenin bitimine daha 20 dakika vardı.
Yıllardır alışık olduğum o can alıcı soru son sınıf öğrencisinden gelmişti :
?Hocam zile kaç dakika var??
Hiç istifimi bozmadan yirmi dakika var dedim ve farklı bir şey yaptım. Kolumdaki saati çıkararak soru soran öğrencinin masasına koydum. Saatten süreyi takip et ve bir daha bana bu soruyu sorma, dedim.
Hareketim öğrencilerin garibine gitmişti. Birçoğu davranışımı tebessümle ve taaccüple karşıladı.
Ben her zamanki gibi alışık olduğum soruyu bekliyordum ama o an verdiğim karşılığı ben de beklemiyordum.
Oysa günümüzde saat sıkıntısı yok. Her sınıfta duvarda bir saat var. Her öğrencide kol saati var. Cep telefonlarında saat uygulaması var. Ayrıca dersin ya da sınavın başladığını ve bittiğini haber veren zil çalıyor. Bununla da yetinilmemişi bant kayı devreye giriyor. ? İyi dersler ? , ? şimdi teneffüs zamanı ? ? gibi gönül okşayıcı ifadeler kullanılıyor. Buna ilaveten her gözetmen ?son on dakika, son beş dakika arkadaşlar? diyerek vazifesini ifâ ediyor.
Buna rağmen öğretmenliğe başladığım günden bu güne bu sorunun üç-beş öğrenci tarafından sorulmadığı hiçbir sınıva rastlamadım. Belki öğrenciyken ben de böyleydim. Bilemiyorum.
Bunu bir ? kalıplaşmış ve kanıksanmamış öğrenci davranışı ? olarak görüyorum.
Yanlış anlaşılmasın, bu soruyu soran öğrencilere kızmıyorum, onları ayıplamıyorum. Sadece bir tespitte bulunuyorum ve sebepleri üzerinde kafa yoruyorum. Bu davranışın öğrencilik sonrası hayata da yansıyıp yansımayacağı hususunda endişeliyim.
İnanın meslek hayatım boyunca bu sorunun, sorulmadığı hiçbir sınav hatırlamıyorum.
Taktım bir kere.
Görevli bulunduğum her sınavda acaba bu soruya muhatap olmadan bu sınavı tamamlayabilecek miyim diye sabırsızlıkla bekliyorum lakin şu ana kadar mümkün olmadı. Bundan sonra olur mu bilmiyorum.
?Eğitim kişilere olumlu davranışlar kazandırma sürecidir. Eğitimin en bariz tanımı budur.
Bu davranış, olumsuz bir davranış.
Adına ´´ boş ve abes soru sorma hastalığı ? diyebiliriz. Tıbbî tanımı nedir bilmiyorum.
Sosyal hayatta boş boş soru soranlar vardır. Temellerine inin, inanın ?zile ne kadar var hocam? diyenlerdir.
Şunu unutmayalım, soru sormak cevap vermekten daha önemlidir.
?Bana soru sor sana kim olduğunu söyleyeyim? diyorum bu görüşümde de iddialıyım.
Ben öğrencilere zaman zaman verdikleri cevaplara göre değil, sordukları sorulara göre sözlü notu veririm. Erbabınca malumdur.
Unutmayalım, kişinin sorduğu soru zekasını, verdiği cevap bilgisini gösterir.