Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Hoş geldin yeni yıl

Hoş geldin yeni yıl


Önümüzdeki Cumartesi başlayacak olan Miladî 2022 yılına “Hoş geldin” diyorum. Yeni yılın hepiniz için hayırlı olmasını diliyorum.

Piyasaları doğrudan etkileyen yatırım araçları, delicesine koşmayı durdurdu da biraz rahatladık. Dolar 16,55 liradan 10,776 liraya, altının gramı 1.052,00 liradan 628,00 TL’ye düşmese yeni yıla içtenlikle ‘Hoş geldin’ diyebilir miydiniz? Tabii doların bir ara 17.00 TL’yi gördüğünü de unutmayalım.

Dolar ve altın yükseldikçe, Fizikteki “Birleşik Kaplar” kuralı icabı olsa gerek, temel tüketim maddelerinin fiyatları da aynı oranda yükseldi. 10.10.2021 tarihinde 70.00 TL’ye aldığım 5 litrelik aynı marka ayçiçeği yağı 17.12.2021 tarihinde 133.00 TL oldu. 67 gündeki zam oranı % 90’dır.

20 Aralıkta 1.052,00 TL olan 1 gram altın, ne olduysa oldu, 21 Aralık günü birdenbire 756.00 TL’ye düştü. Eğer birleşik kaplar kuralı geçerli ise, fiyatı artan tüketim maddelerinin ve de ayçiçeği yağının fiyatının da aynı oranda düşmesi gerekir. (24 Aralıkta gram altının fiyatı: 628.00 TL)

Bir hesap yaptım. 1.052 liradan 628 liraya inen gram altındaki düşme oranı % 30,79’dur. Beş litrelik ayçiçeği yağının da aynı oranda düşmesi halinde fiyatı 133.00-40,95 = 92,05 TL olması gerekiyor.

Önce benim yaptığım hesabı kontrol edin. Eğer hesap doğru ise marketlere gidin ve oradaki etiketleri kontrol edin.

Dolar ve ona bağlı saydıkları akaryakıt fiyatları yükselince hemen her şeye zam geldi. Bu arada ekmeğe de sessiz sedasız zam yapılmış. Sizi bilmem ama ben ekmek zammını tesadüfen öğrendim.

Aldığım ekmekler bana küçük gelmeye başlamıştı. Nazım geçen ekmek aldığım bakkaldan izin isteyerek 2 ekmeği tarttım. 410 gram geldi. “Bu iki ekmek kaç gram olmalı?” dedim. “460 gram” dedi. Ben ekmeği tartarken yanımda olan kişiyi de şahit göstererek “Bu ekmekler 460 değil 410 gr” dedim.

Bakkal tepki göstermedi, başkaları gibi “Sen de ekmek beğenmiyorsun!” demedi. Hemen ekmek aldığı fırına telefon açtı. Konuşmaları biz de duyuyorduk. Fırıncı, “Ekmek 10-15 gün önce 200 gr oldu” dedi. Ekmeğe zam yapıldığını vatandaş olarak biz duymamıştık, ekmeği satan bakkala dahi söylememişlerdi. Şimdi siz söyleyin; “Ekmeğe sessiz sedasız zam yapmışlar” demek yanlış mı?

 “İnşallah yeni yılda her şey daha güzel olur” temennisiyle yılbaşı kutlamalarına dönelim.

Biliyorsunuz; her yılbaşı yaklaşırken bir tartışma başlar:

Yeni yıl kutlaması yapmak günah mı değil mi?”

Eğer günahsa öncelikle devlet büyüklerimiz yandı. Çünkü hepsi de yılbaşında kutlama mesajı yayınlıyor. Biz “uydum imama” dediğimize göre acaba sorumluluktan kurtulur muyuz?

Aralık 2016’da bir öğretmen arkadaş yılbaşı ile ilgili bir şiir paylaşmıştı. Şiirin ilk dörtlüğü şöyle: “Ya Rab! Böyle mi olacaktı, benim cennet yurdum?

Baktım da etrafıma yalnızım, ağladım durdum.

Bir mânâ veremedim, şu Milâdî yılbaşına!
Şaştım da kaldım, Müslümanların vah telaşına
!”

Şiirin tamamı 14 beyitten oluşuyor. Fakat altında şairin adı yok.

İnternette araştırdım. Bazıları şiirin Mehmet Akif Ersoy’a ait olduğunu söylemişler. Gerçekten

üslûbu ona benziyor. Lâkin diğer paylaşımcılar, şiirin Akif’e ait olmadığını inandırıcı delillerle ortaya koymuşlar. Bir kere bu şiir Safahat’ta yok. İkincisi içinde ‘yılbaşı’ ifadesi geçiyor ki, Akif’in zamanında ‘yılbaşı kutlaması’ diye bir kavram yokmuş. Üçüncü olarak da şiirin yazarı bellidir; Ömer Berber. Şiir, Hakses dergisinin Aralık 1981 tarihli sayısında yayınlanmıştır ve Ömer Berber, İzmir Sanayi Camisi eski imamıdır.

                Peki biz yılbaşında ne yapacağız ya da yapmayacağız?

                Diğer gecelerde ne yapıyorsak aynısını yapacağız. Allah(CC)’ın ve Resulünün yasakladığı şeyleri yapmayacağız. Eğer eğleneceksen de Hıristiyanlar gibi eğlenmeyeceksin. Bu kadar basit.

                Yeni yılda hepinize sağlık ve afiyetler diliyorum.