Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Selim EROĞLU


HÜDAYİNABİT YAZAR PEYAMİ SAFA

´´Dokuzuncu Hariciye Koğuşu´´, Fatih-Harbiye´´, ´´Yalnızız´´, Cingöz Recai´´ gibi unutulmaz eserlere imza atan roman yazarı, gazeteci ve fikir adamı Peyami Safa´nın vefatının üzerinden 58 yıl geçti.


´´Dokuzuncu Hariciye Koğuşu´´, Fatih-Harbiye´´, ´´Yalnızız´´, Cingöz Recai´´ gibi unutulmaz eserlere imza atan roman yazarı, gazeteci ve fikir adamı Peyami Safa´nın vefatının üzerinden 58 yıl geçti.
Türk edebiyatına önemli eserler kazandıran Safa, şair İsmail Safa ile Server Bedia Hanım´ın çocukları olarak 2 Nisan 1899´da İstanbul Gedikpaşa´da dünyaya geldi. Tıp, psikoloji ve felsefe kitaplarına ilgi duyan, düzenli bir eğitim görmemesine rağmen engin bir kültür birikimine sahip olan yazar, bu özelliğiyle kendi kendini yetiştirmiş kimse anlamına gelen ´´Hüdayinabit´´ özelliğini kişiliğinde barındırdı.
Peyami Safa, ailesinin geçim yükünü hafifletmek amacıyla 1915´te Posta Telgraf Nezareti´nde çalışmaya başladı. Rehber-i İttihat Mektebi´nde 1917´de öğretmenlik yapan Safa, 1818´de ise Duyun-ı Umumiye´de memur olarak görev aldı.
Safa, ağabeyi İlhami Safa ile çıkardıkları ´´Yirminci Asır´´ gazetesinde kaleme aldığı ´´Asrın Hikayeleri´´ başlıklı yazılarıyla tanınmaya başladı. Eserlerinde, Doğu-Batı sentezi, ahlaki çözülmeye ilişkin eleştiriler ve gençliğin üzerindeki sosyal baskı gibi konuları ele alan Safa, Tercüman-ı Hakikat, Tasvir-i Efkar, Son Telgraf, Son Saat, ve Son Posta gazetelerinde çalıştı. Hayatını idame ettirebilmek için 1924-1925 yılları arasında ´´Server Bedi´´ imzasıyla ´´ Cingöz Recai´´ serisini kaleme aldı. 1937´de Nebahat Hanım´la evlenen yazar, evliliklerinin hemen sonrasında hanımında ortaya çıkan bedeni ve asabi hastalıkların tedavisi için her yolu denedi. Ancak yazarın evliliği, zamanla ilerleyen ve eşinin yatalak hale gelmesine sebep olan hastalıklar sebebiyle kendi ifadesiyle ´´ bir mutsuzluk mirası´´na dönüştü.
Safa, 1928-1940 arasında çeşitli gazete ve dergilerde hem Server Bedi hem de Peyami Safa imzasıyla yazılar kaleme aldı. Köşe yazarlığı ve editörlük yaptı. Çeşitli fikir akımlarını benimseyerek edebi ve fikri yazılarını kaleme aldı. Romanlarını ise tefrikalar halinde gazete ve dergilerde yayınlamaya devam etti. Usta yazarın, kendi okuyucu kitlesine sahip olduğu için, bir gazeteden diğerine geçmesi büyük olay oldu.
´´Hareket´´ dergisinde yazılar yazdığı dönemde Nazım Hikmet ile dost olan Peyami Safa, ´´ Dokuzuncu Hariciye Koğuşu´´ adlı meşhur romanını ona ithaf etti. Nazım Hikmet bu ithaf üzerine dergide kitap hakkında şu ifadelere yer verdi: ´´ Ben , Peyami Safa´nın bu son romanını üç defa okudum. Otuz defa daha okuyabilirim ve okuyacağım. Bu romanı, Çalıkuşu´na ağlayanların anlayabilmesi kabil değildir. Dokuzuncu Hariciye Koğuşu, on bin, yüz bin, bir milyon satardı. Eğer ızdırabı, azabı ve neşeyi coşkun bir ciddiyetle duyan öz ve halis halk kitleleri okuma ve yazma bilselerdi.´´
Armamızdan ayrılalı tam 58 yıl olan , edebiyatımızın kendi kendini yetiştirmiş ender yazarlarından olan, sayısız romanlara ve fikir eserlerine imza atan Pemami Safa yeniden keşfedilmeyi, okunmayı ve anlaşılmayı bekliyor.