Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Zeki ORDU


İÇİMDEKİ UKDELER

İÇİMDEKİ UKDELER


Ömrümün önüne altı rakamının yaklaştığı şu günlerde geriye dönüp baktığımda yarım asrı net olarak hatırlıyorum. Daha on yaşlarında bazı şeylerin farkına başlayan biri olarak hayatımda neyin gerçekleştiğini ve nelerin gerçekleşmediği-ne baktığımda bana göre dünyalık hiçbir şeyin gerçekleşmediğini gördüm. Bundan sonra da bir değişikliğin olacağını sanmıyorum.

Sıralayalım…
İsterdim ki;
Bahçesinde iki limon bir de gül ağacı olan tek katlı bir ev... Bacasından yaz kış duman tüten, taştan duvarları olan, sabah sıcak bir evden çıkıp, akşam aynı sıcaklıkta bir yere girdiğim bir ev… Olmadı. Hiç de olmayacak…
İsterdim ki;
Şehirde tek katlı müstakil evler olmadığından fazla tercih hakkı olmuyor insanın. Ancak ben en küçük odası mutfak; en büyük odası kütüphane olan bir ev hayal ettim hep. Daracık penceresi ufka bakan, içerisi bana ait bir dünyası olan bir ev…

Ziyaret ederlerse, dostlarımla beraber; olmazsa kitaplarla…
Kitaplar yani insanlara benzemeyen…

Bir de ben…
Olmadı, daha da olamayacak…

İsterdim ki;
“Uyku katillerin bile çeşmesi” diyor şair. Uyku… Ah uyku! İsterdim ki altı saat kalkmadan uyuyabilecek bir vücuda sahip olaydım. (Şimdi iki saate razıyım.)
Olmadı, daha da olmayacak…

İsterdim ki;
Anadolu`nun her vilayetinden en az iki köyü ziyaret edeyim. Elleri nasırlı, alınları kırışık ve yüzleri ak o insanlarla yarım saat sohbet edip onlarla beraber olayım.
Olmadı, pek de olmayacak…

İsterdim ki;
Herhangi bir ilim dalında uzmanlaşmak ve çalışmalarımın olması…
Olmadı, daha da olamayacak…

İsterdim ki,
Biri Doğu`dan biri Batı`dan iki lisan bileyim. Mesela Arapça ve Fransızca…
Olmadı, daha da olamayacak…

İsterdim ki;
Edebi bir türde eserim yayınlansın. Şiir, hikâye, deneme vs…
Olmadı, muhtemelen olmayacak…

İsterdim ki;
En beğendiğim kumaştan bir elbisem olsun.
Hiç olmadı, muhtemel olmayacak…

İsterdim ki;
Ortaokuldan sonra okumamış olup; sade bir hayatım olsaydı.
Artık bunun imkânı yok…

Yukarıda yazılanlardan sağlık konusu hariç diğerlerinin tamamı maddi bir durum olduğundan; para denilen o elleri karada çok olan; gönülde bir yara olan kâğıtlar, buna mani oldu. Artık yapılacak bir şey de kalmadı.
Peki ya lehime olanlar neler?
Sadece bir tane. O da dünyada üzerinde “Müslümanların da” yaşadığı bir ülkede doğmuş olmak.
Az şey mi?...

 

Neşet Naim Öner
25.02.2015 09:16:29
malesef..!