Bugün, 10 Mayıs 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


İki iftar


Komşu davetleri hariç, şu ana kadar iki kurumun iftarına katıldım: Terme Esnaf ve Sanatkârlar Derneği´nin iftarı ve Çamlıca Kurs ve Okul Talebelerine Yardım Derneği´nin iftarı. Allah hepsinin niyetlerini kabul etsin. Bunlardan ikincisinde ne kadar rahat bir iftar yapmış isek, birincisinde de o kadar düzensizlik gördük ve sıkıntı çektik.

Katılanlar bilir, Esnaf Derneği iftar davetini Cumhuriyet Meydanı´nda verdi. Bir sayı veremeyeceğim ama belediyenin önündeki alan tamamen dolmuştu. Ben de orta sıralarda kendime yer buldum. Ezana yarım saat kadar vardı ve kürsüde proğram devam ediyordu. Bir ara, başında kırmızı kavuk, üzerinde kırmızı yelekli görevlilerin içinde çorba olduğunu sandığım kutuları dağıttığını gördüm.

Ezana 5 dakika kalmıştı ve bizim bulunduğumuz bölgeye uğrayan olmamıştı. Tek tük yemek servisi yapanları görüyorduk. O andan itibaren, değil 3-5 kişi, 20 kişi servise başlasa bile ezana kadar o kalabalığa yemek yetiştirmesi mümkün değildi. Bazı davetliler kalkıp yemeklerini kendileri almaya başlamışlardı. Yan masada bir adam vardı ki, böyle gidip gelerek neredeyse sülalesinin yemek ihtiyacını karşıladı! Kimse de ona ?Sen kaçıncı yemeği alıyorsun?? demedi.

Bu arada ezan da okunmuştu. Yemekten vazgeçtik, önümüzde çorbamız bile yoktu. Kalkıp yemeğimizi kendimiz almayı ayıp sayıyor, diğer insanlara saygısızlık olarak görüyor, şanımıza yakıştıramıyorduk. Bereket masada su ve ekmek vardı. Su ile iftarımızı açtık, bir iki lokma ekmek çiğnedik.

Sabırlar tükenmeye başlamıştı ve bize yemek gelmiyordu. Derken Muhammet Ali Atik yemek duasına başladı. Duaya katılıp katılmamakta tereddüt ettim. Neyin duasını yapacaktık? Bir şey yememiştik ki! Sonra, ?birkaç yudum su içtik, 1-2 lokma ekmek yedik? düşüncesiyle duaya ´amin´ demeye karar verdim.

Karşımdaki adam söylenip duruyordu. ?Böyle proğram mı olur? Büyükşehir Belediyesi de burada iftar verdi. Hem de daha kalabalıktı. Orada bir aksaklık olmadı, herkes vaktinde yemeğini yedi. Şimdi ise çoğu yemeğini bitirdi, bize daha yemek bile gelmedi??

Ağzından kötü bir söz çıkmasın diye adamı sakinleştirmeye çalışıyordum. Aslında benim de buna ihtiyacım vardı. Sonunda adam kalktı ve elinde yemek tabağı ile geri döndü. Yemek yiyememiştim. Eve gitmeye de utanıyordum. Nihayet, iş başa düştü, diyerek ben de yerimden kalktım. O kalabalık arasından yemek dağıtanlara tabağımı uzattım. Bir kaşık yemek ve bir kaşık pilav almayı başardım.

O akşam en az 50-60 kişi benim durumumdaydı. Lakin az yemenin faydasını gördüm. O akşam kendimi çok hafif hissettim. Teravihi de çok rahat kıldım. Bundan sonra iftarda az yemeye karar verdim.

Aslında böyle bir gündeki aksaklığa değinmek istemiyordum. Fakat gözden kaçan bir konuyu açıklığa kavuşturmak için yazıyorum.

İnsanlar bu gibi durumlarda yanlarında bulunanları ?açıkgöz? olmaya davet ederler. Acaba açıkgözlük her zaman doğru bir davranış mıdır? Ben o akşam açıkgözlüğün iyi bir şey olmadığını düşündüm. Sözünü ettiğim adam, görevlinin, ?Lütfen yemek dağıtım yerinden ayrılın. Herkesin yemeği gelecek? uyarısına rağmen 8-10 kişinin yemeğini taşıdı. Peki, doğru mu yaptı? Onun masasındakiler yemeklerini yediler, biz aç kaldık. Belki de o adam görevlinin bize getireceği yemekleri alıyordu. Belki de kul hakkına giriyordu. Bu konuda siz ne düşünüyorsunuz?

İkinci iftar mı?

Onda hiçbir aksaklık olmadı. Ezandan önce herkesin çorbası geldi. Çorba biter bitmez beklemeden yemekler yetiştirildi. Duanın ardından akşam namazı ve açık havada çay keyfi?

İftar davetinin giderlerini karşılayan Selim ve İsmail Beylere teşekkür ediyor, Allah niyetlerini ve ibadetlerini kabul etsin diyorum.

Mübarek Ramazan Bayramınızı tebrik ediyor, İslam alemi ve bütün insanlık için hayırlara vesile olmasını ve bayramın dünyamıza huzur ve mutluluk getirmesini Yüce Mevlâ´dan diliyorum.