Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


İLHAN CAVCAV VE GERÇEKLER


Türk futbolunun efsane ismi İlhan Cavcav 81 yaşında hayata veda etti. Son anına kadar zirvede ve gündemde kalmayı başardı. Hayatı, zirvede noktaladı. 1977 yılından bu yana Gençlerbirliği´nin başkanlığını yapıyordu. Kırılması güç bir rekora imza atarak başkanlığı aralıksız tam 40 yıl sürdürdü.
Bu zaman zarfında sayısız antronörle çalıştı. Felsefesine uyanlarla çalışmaya devam etti, uymayanla hemen yolları ayırdı. Bu işin ahlaki olup olmamasına bakmadı, gereğini yaptı , o kadar.
Başkanlığını yaptığı Gençlerbirliği´ne çok mükemmel tesisler kazandırdı. Sayısız kupalar aldı. İstese kulübünü şampiyon yapabilirdi. Onun amacı kulübü şampiyon yapmak değildi, hedeflerini gerçekleştirmekti. Hedeflerinden hiç şaşmadı.
İlhan Cavcav, aslında bir iş adamı, bir sanayici. İyi bir un ve ekmek uzmanı. ´´ Undan ve topçudan çok iyi anlarım´´ diyor. Kendisi böyle söylüyor.
Dediği aynen doğru. Türkiye un piyasası tamamen elinde. Futbol piyasası da öyle.
İlhan Cavcav´ın en önemli özelliği ne?
Ucuza alıp pahalıya satması. Her işe olduğu gibi futbola da ticari bakması. ´´ Ben kar etmezsem futbolla uğraşmam´´ diyor. Yıllarca Anadolu´dan, Afrika´dan ismi duyulmamış kabiliyetli ve ahlaklı gençleri bulup çıkardı, onları birer yıldız yaptı ve yüksek meblağlarla sözde büyük kulüplere sattı.
En son Ahmet Çalık´ı Galatasaray´a, İrfancan Kahceci´yi de Başakşehir´e büyük karlarla sattı. Büyük paralar kazandı. Son görüntüsünde hasta yatağında bir futbolcu ile mukavele imzalıyordu.
Yaptığı icraatlarla hep gündemde kalmayı başardı. Zaman zaman yerden yere vuruldu, zaman zaman da göklere çıkarıldı. O, bunlara hiç aldırmadı. İmam bildiğini okur misali hep işine baktı.
Geçen yıl şaşaalı bir şekilde Yılmaz Vural´la anlaşmış, beş gün sonra da hiç gözünün yaşına bakmadan , kendi tabiriyle, kovmuştu. Uzun süre sustuktan sonra aslanlar gibi verdiği kararın arkasında durdu.
´´ Benim dediğimi yapmıyordu, anlaşamadım, kovdum,´´ dedi.
´´ Ben Yılmaz Vural´dan kulübü şampiyon yapmasını istemedim, takımın içinden yıldız topçular çıkarmasını istedim. Pahalı değil, ucuz fakat gelecek vaat eden futbolcular almasını istedim. O ise takımın yarısını kadro dışı bıraktı. Önüme maliyeti çok yüksek bir transfer listesi koydu. Dediğini yapsaydım Gençlerbirliği de diğer kulüpler gibi borç batağında yüzüyor olacaktı.´´ diye de gerekçesini ortaya koydu.
Cavcav haksız mı?
Kulübü borca batırdıktan sonra şampiyon olsan ne yazar.?
İyi yönetilmediği için bir zamanların anlı şanlı kulüpleri neredeler.?
Nerede Sakarya, nerede Kocaeli, nerede Zonguldak, nerede Altay, hatta nerede Samsunspor?!?
Kulüpleri batıranlar birer kahraman gibi dolaşıyor. Başkanlığını yaptıkları kulüpler birer birer batarken kendi şirketleri rekor üzerine rekor kırıyor. Bu ne çelişkidir. Kulübü batır, çekil kenara; ben yapmadım, o yaptı de. Kulübün parasıyla har vurup harman savur. Buna yörük sırtından kurban kesmek derler. Ben hiç kendi şirketini borça sokan, batıran başkan görmedim.
Koskoca Samsunspor borçtan başını kaldıramıyor. İkinci liğde tutunabilmek için çırpınıp duruyor. Ugur Boral oynadığı zaman bir dakikada bir asgari ücret kadar para almış. Daha doğrusu alacağını alamamış. Almaya çalışıyor. Yaklaşık otuz kadar futbolcu alacağım var diye kapıya dayanmış. Samsunspor borçtan kafasını kaldırıp da gol atamıyor.
Bütün kulüpler İlhan Cavcav´ın anlayışıyla yönetilse inanın hiçbir sıkıntı kalmaz. İlla da paralı yönetici aranmaz. İşi bilen yönetici aranır. Canla başla topun peşinden koşacak 25-30 topçu bulmak çok mu zor?
Zor değil ama o zaman kim hava atacak, kim egosunu tatmin edecek.?
Ticarette bir kural vardır. Kar edeceksin, zarar ettiğin işi yapmayacaksın. Borca batan ve iflas eden hatayı ilk önce kendinde arayacak. Ona buna kabahat bulmayacak.
İşte efsane başkan kırk yıllık zamanda bunun örneğini gösterdi.
Cavcav´ın hepimize verdiği mesaj bu idi.
Allah rahmet eylesin.