Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Ahmet SEZGİN


İLYAS´IN CAMİ VE İSAR ŞUURU

Bir camide imam-hatip olarak güzel hizmetlerde bulunan çok değerli öğrencim Dursun Ergen´in yaşayıp kaleme aldığı ibretlik bir hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum:


Bir camide imam-hatip olarak güzel hizmetlerde bulunan çok değerli öğrencim Dursun Ergen´in yaşayıp kaleme aldığı ibretlik bir hatırayı sizlerle paylaşmak istiyorum:
?Üç sene önce yanında iki kız çocuğu ile camiye gelmişti İlyas. Çocukların namaz esnasında gürültü yapıp oynamaları cemaati rahatsız etmiş olacak ki bir iki şikâyet geldi.
"Hocam İlyas ile konuşsanız da çocuklarla camiye gelmese." diye. Ben de caminin imamı olarak bir akşam namazı sonrası görevli odasına davet ettim İlyas´ı. Görünüşte sessiz sakin biraz da safça bir duruşu vardı. Diğer görevli arkadaşlarla konuya hemen girdik.
?Bak kardeş, çocukların camiye gelmesi, koşup oynaması çok güzel bir şey. Lakin çocukların namaz esnasında bağırıp çağırması cemaati rahatsız etmiş olacak ki şikayet ediyorlar. Acaba çocukları getirmesen ya da tembihlesen olmaz mı?? dedim. Diğer görevli arkadaşlarım da beni destekler mahiyette konuştular.
İlyas:?Sizin bu dedikleriniz bana saçmalık geliyor. Hocam, ben bu çocuklara bu yaşta camiyi sevdirip namazı öğretmezsem ne zaman öğretecem? Bizden sonra bu safları kim dolduracak? Biz bu çocukları ses yapıyor diye buradan uzaklaştırırsak daha camiye gelirler mi?? dedi.
Şaşırmıştık bu "Dediklerinizi saçmalık buluyorum." sözüne önce. Ne diyeceğimizi bilememiştik.Ama İlyas´ın çok doğru söylediğini anlamıştık. Koca koca adamlar Allah´ın huzurunda durup ta o minik bedenlerin, masumların seslerine niçin takılıyorlardı? Camide cep telefonunun sesini açık bırakıp Ankara misket tarzında müziklere kimse takılmıyor, Hacı amcanın telefonunu cevaplayıp sesli sesli camide konuşmasına kimse tepkili değil. En geri safta bacaklarını gere gere oturan, ezan dinlemeyip kahvehane havasında sohbet eden amcalara kimse takılmıyor ama babasının yanında camiye gelip Rabbinin evinde cıvıldaşan masum yüreklerin sesine takılıyorlardı. Evet, bu kocaman bir saçmalıktı. İlyas´ın şuur dolu sözleri bize Diyanet işleri eski başkanlarından Prof. Dr. Mehmet Görmez Hocamızın "Camide cemaatle namaz kılarken arka saflarda gülüşen çocuk sesleri yoksa gelecek nesiller adına korkun. Bundan dolayıdır ki hiçbir mümin, hiçbir çocuğun gönlünde ve muhayyilesinde, cami ile ilgili kötü anı oluşturabilecek bir söz ve davranış içerisinde olmasın." sözünü hatırlattı.
Bir müddet sonra oturduğum lojmanın alt katına taşınan İlyas, yakın komşum oldu. Hanelerini sevince boğan çocukları olunca bu komşumu ziyarete gittim. Çaylarımızı yudumlarken İlyas kardeşim beni çok etkileyen şeylerden söz etti: ?Hocam ben inşaatlarda kalfalık yapıyorum. Patronum bir işten dolayı bana bir miktar avans verdi. Bu parayı alıp önce kendi ihtiyaçlarımı karşılayıp sonra kalanını paylaştırabilirdim ama bu para benim değil, işçilerindi. O yüzden önce arkadaşlarımı çağırdım, onlara dağıttım. Geri ne kalmışsa kendime harcadım.?
İlyas kardeşimizin anlattıkları beni yine çok etkiledi. Kendisinin ihtiyacı olduğu halde başkasını kendi nefsine tercih etme duygusunu, ihmal ettiğimiz ahlaki değerimiz olan ?isar? kavramı yaşıyordu az da olsa. Allah razı olsun. İlyas gibi samimi ve şuurlu Müslümanları ne kadar özlemişiz! Rabbim, bizi Müslümanca düşünüp yaşayanlardan eylesin.?
Dursun ERGEN / İmam-Hatip