Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


İNCİR AĞACININ ÖLÜMÜ


Bir sabah karşı bahçeden gelen ağaç motorunun çirkin homurtulu sesi bütün uykumu allak bullak etti. Uykulu gözlerle yatağımdan kalkıp dışarıda neler olduğunu anlamak için balkona çıktım.
Eyvah bizim incir ağacının kıyameti kopmuş!
Yolun karşısında küçük bir arazide oldukça büyük bir incir ağacı vardı. İncirler olduğu zaman yanından geçerken bakıp kalırdık bu bal gibi incirlerle dolu ağaca. Biz onları seyrettikçe sanki incirler ağızlarını açarak bize gülümserdi. Gözümüz kalmasına rağmen o incirlerden koparmak için hiç girişimde bulunmazdık. Çünkü sahibini tanımıyorduk. Gelip geçerken üç beş incir koparsam bile kimse bir şey demezdi ya. Zaten incir ağacı da sahipsiz gibi bir şeydi. Hiç kimsenin o ağaçtan incir topladığını da görmedim.
İncir zamanı bu garip ağacı en çok incir kuşları ziyaret eder, ona yalnızlığını hissettirmemeye çalışırlardı. O patlıcan gibi incirler de sadece kuşların rızkıydı. Bir de arılar bilirdi incirlerin olduğunu. Kuş seslerine arı vızıltıları karışır, akordu bozuk eski bir piyanonun tuşlarından yükselen kulak tırmalayıcı ses, yoldan geçenleri rahatsız ederdi.
Zavallı incir ağacı! Acaba böyle bir son hayal etmiş miydi? Daha incir kuşlarının ne şarkılarını dinleyecekti. Arılara bal özü vererek onların duasını alacaktı. Ama bazen hayaller de bir yere kadardı işte. Kaderde ne varsa onu yaşıyorduk.
Şimdi incirin bütün dalları yerdeydi. Ortalığı taze bir ağaç kokusuyla beraber yanık bir gaz kokusu sarmıştı.İncir ağacını parçalara ayıran adam elinde motorlu testereyle dalların üzerine çıkmış,büyük bir iş başarmanın sevinciyle sigarasından derin derin çekiyordu. Etrafında ise birkaç adam ona aferin diyen gözlerle bakıyordu.
İncir ağacın son nefesini verdikten sonra o küçük arazi çırılçıplak kaldı. İncir kuşları ve arılar artık kendilerine yeni rızıklar aramak için başka diyarlara gitti.
Sonradan öğrendim ki mahallede binaların aransa sıkışan o yeşillik parçasına da apartman yapılacakmış. İncir ağacını da bu yüzden kesmişler. Buraya çok mu gerekliydi apartman? Mahallede nefes almaya küçük bir toprak parçası kalsın, yeşillik adına incir ağacı kalsın, kuş seslerini duyalım diyordum ama yok. Galiba yeryüzünün tamamını beton binalarla doldurmadan gözlerimiz doymayacak?