Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Yılmaz İMANLIK


İNSANLARI ANLAMA SANATI-II

İNSANLARI ANLAMA SANATI-II


    Dünyada “En zor sanat nedir?” diye sorsalar tereddütsüz insanları anlama sanatıdır, derim. Bu sanatın elle tutulur somut bir yanı yoktur.
    Siz insanları anladığınızı, tanıdığınızı düşünürsünüz ancak karşınızdaki insanın beklenmedik bir hareketini gördüğünüzde yanıldığınızı anlarsınız.
    Yaratılış gereği her insanın yapısı farklıdır; duyguları, düşünceleri, sosyo-kültürel yapısı… İnsan yaşadığı çevrenin etkileri ile şekillenir bir bakıma. Dolayısıyla sizin gibi düşünmez her insan. Siz yanlış bir davranış olarak herkesin sizin gibi düşünmesini, olaylara ve durumlara sizin gibi bakmasını istersiniz. İşte burada çatışma başlar. Doğrular ve yanlışların tek bir cevabı yoktur. Bu, bakış açısına göre değişir.
    Bazen ortak paydada birleşmek de zordur. Bunu bile başaramazsınız. Hep başardığımızı düşünürsünüz ama küçük bir olayda yine yanıldığınızı anlarsınız
    İnsanları tanımak için iki yöntem çok önemlidir:
    1.Önce onunla belli bir zaman geçirin. Bu zaman içerisinde onu gözlemleyin. Zaten hâl ve hareketleri, konuşmaları size bu konuda ipucu verecektir.
    2.Onu çıkarlarıyla test edin. Bu konu bu sanatın mihenk taşıdır. Zaten insanların yüzde doksanını burada eleyebilirsiniz. Çıkarları tehlikeye giren bir insan, derede susuz kalan bir balık gibi yalpalayıp duruyorsa onu orada öylece bırakıp yolunuza başka insanlarla devam edin.
    Unutmayın “Ben bu insanı yüzde yüz tanıyorum!” deme şansınız asla yoktur. Hiçbir insan tamamıyla tanınamaz. Yoksa tanıyorum dediğiniz insan sizi hayal kırıklığına uğrattığında çok üzülürsünüz
    O yüzden karşınızdaki insanı hem iyi tanıyormuş gibi hem de hiç tanımıyormuş gibi davranın. Arada bir yanılma payı mutlaka bırakın.
    İnsanları olduğu gibi kabul etmeyi öğrenin. Onları değiştirmeye kalkarsanız hem kendinize hem onlara zarar verirsiniz; zaten bunu başaramazsınız sadece başardığımızı düşünürsünüz. Bu, bir yayın ipini germek gibidir. Ok elinizden kurutulduğunda yine fırlayıp istediği yere gidecektir.
    Öte yandan insanların sizi anladığından tam olarak emin olamazsınız; az ya da çok anlayabilirler ama tam olarak anlayamazlar.
    İnsanları tanıma sanatıyla ortaya çıkardığınız eserleri bir sergi salonunda sergileyemezsiniz. Onların sergileneceği yer yaşamın kendisidir.