Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Seyfi GÜNAÇTI


İslâm Şehri


Mehmet Şevket Eygi´yi tanır mısınız?

Milli Gazete´de köşe yazıları yazar. Geçen gün bir yazısına gözüm ilişti. Okudukça devam etmekten kendimi alamadım. Yazının başlığı ?İslâm Şehrinde Neler Olmalıdır??

Bu ülkenin ne kadarı Müslüman? Elcevap: Yüzde 95.

Öyleyse bu ülkenin her şehri, bir ´İslâm şehri´ olmuyor mu?

M. Şevket Eygi 7 madde sıralamış. En çok dikkatimi çeken 7. Madde oldu:

?Dinsizliğe, fitne fesada ve ahlâksızlığa yol ve izin vermeyen mahalle baskısı olmalıdır.?

Al sana bir tartışma konusu.

Şimdi bazı vatandaşlar itiraz edeceklerdir. ?Siz ahlâk bekçisi misiniz?? diyeceklerdir.

Sahi, ahlâk bekçisi olmalı mıdır?

?Ahlâk göreceli bir kavramdır? diyenlere göre olmamalıdır. ?Göreceli olan ahlâk değil, anlayışlardır? diyenlere göre de olmalıdır. Sayın Eygi, ´olmalıdır´ diyenlerden. O zaman bir soru akla geliyor:

?İyi de bunun sınırı ve şartları ne olmalıdır??

Çünkü birine göre normal sayılan bir davranış, bir başkasına göre edepsizlik sayılabiliyor.

Bir erkek manitasını almış; sokakta otobüste, topluma açık hemen her yerde ona el hareketi yapabiliyor. Bazen onu öpüyor. Kısacası ortalık yerde sevişiyor. Çevredekiler bu durumdan rahatsız oluyor. Bunu bir saygısızlık ve edepsizlik olarak görüyor. Ancak bu gibi davranışları engelleyen bir kanun olmadığı için bir şey
diyemiyor. Müdahale etse, suçlu çıkıyor. Hele bir de medyanın eline düşmüşse vay geldi başına!..

Geçen Ekim ayı. Belediye otobüsü ile Samsun´dan geliyorum. Önden İkinci sıradayım. İlk sırada, benim hemen önümdeki koltukta bir kız bir erkek, iki genç oturuyor. Gençlerin davranışları beni çok rahatsız etti. Erkek kolunu kızın omuzuna atıyor, adeta boynuna doluyor. Öyle bir hal alıyor ki, acaba eli daha ileriye gidiyor mu
diye düşünüyorum. Arada bir başını kızın başına yaslıyor. O zaman da kızı öpüyor mu şüphesine kapılıyorum. Koltuk görüşümü engellediği için göremiyorum. Uzanıp bakmak da ayıp olacak!

Bir iki defa oturduğum yerden kalkıp uyarmayı düşündüm. Lâkin ne olup bittiğini tam olarak anlamadan bir rezalete sebep olmaktan korktum. Otobüs tam dolu değildi. Arka tarafta bulunan muavinin yanına gittim. Bunları uyarmalarını söyledim. Muavin de durumun farkında olmalı ki, ?Biz müdahale edemeyiz? dedi. Otobüste
bir şey söylememeye, eğer otobüsten benimle birlikte inerlerse kendilerini uyarmaya karar verdim.

Otobüs Cumhuriyet Meydanında durduğunda onlar da indiler. Peşlerinden gittim. Yüz yüze geldik. Ben daha bir şey söylemeden erkek olan, ?Hocam, nasılsınız?? demez mi? Bir anda afalladım, ne diyeceğimi şaşırdım. Demek beni tanıyan birisiydi. Dikkatli bakınca eski öğrencilerimden biri olduğunu fark ettim. Kendisi açıkladı;
yanındaki eşiymiş. Kısa süre önce evlenmişler. Bana da onlara mutluluklar dilemek düştü.

İyi de mesele kapandı mı?

Hayır!

Bugün eşi yanında olduğundan bir şey söylemem doğru olmazdı. Üstelik eşini ilk defa görüyordum. Ama ilerde uygun bir zamanda karşılaşırsak, uyarı görevimi yerine getirecektim. Çünkü bu davranış sahiplerinin mutlaka uyarılmaları gerekir. ?Ama onlar evli insanlar? demeyiniz. Evli de olsalar sokakta, toplum içinde
davranışlarına dikkat etmeleri gerekir. Görenlerin yanlış anlamasına sebep olacak davranışlardan kaçınmaları gerekir. Kısacası sokakta sevişmeleri doğru değildir. Topluma ve değerlerine saygılı olmaları gerekir. İstedikleri gibi davranabilmeyi kendi özgürlükleri görürken, başkalarının da hakları ve özgürlükleri olduğunu

unutmamaları gerekir.

Bunun ölçüsü var mı?

Var: Bu milletin inançları, edep ve ahlâkî değerleri.

Herkes istediği gibi yaşasın ama lütfen toplumun sinir uçlarına dokunmaktan uzak duralım.

Hayırlı Ramazanlar.