Hangi Müslüman`a sorsanız size hemencecik, “İslam`ın şartı 5`tir” cevabını verecektir. Öyle ise bu basit soruyu sormanın ne manası var? Ben konuyu bir başka açıdan değerlendirmek istiyorum. Hep birlikte okuyalım.
İslam`ın şartlarından ilki Kelime-i Şahadet getirmektir. Zaten bu, Müslüman olmanın da şartıdır. Bir kimse kelime-i şahadeti okumuşsa, İslam`ın ilk şartını yerine getirmiş demektir. Geriye kaldı 4 şart. Çünkü artık kimse ona “Sen kelime-i şahadet getirdin mi?” demeyecektir.
Sıra geldi zekâta.
Zekât, bir bakıma zengin ibadetidir. Bir Müslüman`ın zekât vermekle sorumlu olması için, dinen belirlenen zenginlik derecesine ulaşması gerekir. Bu da; borcundan ve temel ihtiyaçlarından fazla olarak 81 gr altın veya 30 sığır veya 40 koyun veya 5 deve ya da bunların ortak değeri kadar mala sahip olmak demektir. Bu miktarda veya daha fazlası mala sahip olan Müslüman, yılda bir kere malının 40`ta birini veya dinen belirlenen kadarını zekât olarak fakirlere verir. Bu miktarda mala sahip olmayan kimseye ise zekât farz değildir.
Kaldı geriye 3 şart.
Haccın farz olması için de belli zenginlik seviyesine ulaşmanın yanı sıra sağlık vb başka şartlar da gerekir. Kısacası hac görevini yerine getirmeye yetecek maddi gücün yoksa veya sağlığın uygun değilse hac sorumluluğun da yok demektir.
Diyelim ki, maddi gücün yeterliydi. Sağlığın da elverdi. Kutsal topraklara gittin ve hac görevini yerine getirdin (Allah kabul etsin). Artık ömür boyu bir daha hacca gitmekle sorumlu değilsin. Eğer gidersen sevap kazanırsın.
Kaldı mı sana 2 şart!
Oruçla devam edelim. Oruç 11 ay gibi uzun aralıklarla gelen bir ibadettir. Yılda bir kere gelir ve Ramazan ayına mahsus bir ibadettir. Ramazan ayında orucunu tuttun ve sonrasında da bayramını kutladınsa, tam 11 ay süre ile serbestsin. Bu süre içinde artık oruç tutmakla sorumlu değilsin. Fazladan tutarsan sevabını alırsın.
Şu anda Ramazan ayında olmadığımıza göre geriye 1 şart kalıyor:
Namaz.
İşte gördünüz. İslam`ın şartı 5 ama çoğumuz tek bir ibadetle yükümlüyüz. Yani namaz kılmakla. Artık sende de bu güç ve kuvvet varken, o tek ibadeti yerine getirebilirsin. Azıcık gayret edersen başaracaksın!
Namaz nedir?
Namazı anlatmaya bu sütunlar yetmez. Yine de birkaç cümle ile anlatmaya çalışalım.
“Namaz, dinin direğidir.” Peygamber Efendimiz (sas)`in ifadesiyle, “Gözümüzün nuru, mü`minin miracıdır.” Kâinatta imandan sonra en büyük hakikattir. Namaz, Kuran-ı Kerim`de 87 yerde zikredilen ibadettir.
Namaz, kişinin Rabbi ile buluşma anıdır. Peygamberimiz, “Kişinin Rabbine en yakın olduğu an, secde anıdır” buyurmuşlar. Secde de, namazda yeterince mevcut. Öyleyse Rabbi`ne yakın olmak isteyen namaza koşsun.
Namaz öyle bir ibadettir ki, hiçbir zaman terk edilmez. Peygamber Efendimiz (sas) ve sahabeleri, savaşta bile namazlarını kılarlardı. Bedir Savaşı buna örnektir.
Yazımı bir âyet meâli ile bitirmek istiyorum:
“Muhakkak ki namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebut: 29/45)
Namaz konusuna devam edeceğiz.
* * *
Dün Çanakkale Zaferinin yıldönümüydü. 18 Mart 1915`de Çanakkale`de bir destan yazan, vatanı ve milleti için canlarını feda eden aziz şehitlerimizi bir kere daha rahmet ve saygıyla anıyor, ruhları şâd olsun diyorum.
