Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


İsrâ ve Miraç

İslâm tarihinde iki önemli olay; İsra ve Miraç.


İslâm tarihinde iki önemli olay; İsra ve Miraç.
2 Nisan Salıyı 3 Nisan Çarşambaya bağlayan gece Miraç Kandiliydi. Okuyucularımın ve İslâm âleminin Miraç Kandilini tebrik ediyor, insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Geliniz konuyu ana kaynağından, Kuran-ı Kerim´den öğrenelim:
?Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu (Muhammed´i) bir gece Mescid-i Haram´dan, çevresini bereketlendirdiğimiz Mescid-i Aksâ´ya götüren Allah´ın şanı ne yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.? (İsra; 1)
İsra, sözlükte gece yürüyüşü demektir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (SAS) bir gece Kabe´nin duvarına sırtını dayamış, düşüncelere daldığı sırada uyuyakaldı. Bu sırada Allah´ın emri üzere Cebrail adlı melek geldi ve Hz Muhammed´i, Burak adlı bir bineğe bindirerek Kudüs´teki Mescid-i Aksa´ya götürdü. Peygamberimiz Mescid-i Aksa´da iki rekât namaz kıldı. İşte bu olaya İsra denir.
Gecenin ikinci mucizesi Miraç olayıdır. Miraç ´göğe yükselme´ demektir. Hz Muhammed´in, Cebrail´in refakatinde Mescid-i Aksa´dan Allah´ın katına yükseltilmesine miraç denir. Yolun bir bölümüne gelince, Cebrail orada kalmış ve Resulullah sonraki bölümü yalnız başına geçmiş, Rabbi ile görüşme şerefine ulaşmıştır. Kuran-ı Kerim´de Necm Suresi 13-18. ayetlerde Miraç´a da değinilmiştir:
?Andolsun ki O, Cebrail´i bir başka inişte daha (asli suretinde) görmüştü. Sidret´ül Münteha´nın yanında. Me´va Cenneti, onun (Sidre´nin) yanındadır? Andolsun O, Rabbinin en büyük alâmetlerinden bir kısmını gördü.?
Peygamberimiz, miraçta Allah tarafından kendisine üç hediye verildiğini bildiriyor:
?1.Günde beş vakit namaz, 2.Bakara Suresi´nin son iki ayeti, 3.Ümmetinden şirke düşmeyenlerin büyük günahlarının affedileceği.?
Miraç´tan dönüşte o gecenin sabahında, Resulullah (SAS) yaşadıklarını, o gece misafir olduğu amcasının kızı Ümmü Hani´ye anlatıyor. Ümmü Hani, bu mucize karşısında şaşkın. Bir gecede bunca iş nasıl olur?
Uyku içinde mi olmuştur, uyanıkken mi? Yoksa ikisi birden mi?
Ya da bir kısmı uyurken, bir kısmı uyanıkken mi?
Ama her durumda Ümmü Hani, Hz. Muhammed(SAS)´e inanıyor.
Allah´ın elçisi oradan Mescid-i Haram´a gidiyor. Oradakilere o gece yaptığı yolculuğu, gördüklerini, karşılaştıklarını anlatıyor. Müslümanlar bu mucize dolu yolculuğu kabul ederken, müşrikler inanmıyorlar. Müslümanlardan, işlerine yarayacak, Müslümanların kalplerinde şüphe uyandıracak bir söz işitemeyince Resulullah´ın en yakın arkadaşı Ebu Bekir´e gidiyorlar.
Ebu Bekir´e niye gitsinler ki? Ebu Bekir zaten Müslüman. Her zaman, her konuda Hz. Muhammed´in yanında. Belki de Ebu Bekir´in ?Bir gecede olur mu böyle bir şey! Gidip bir de onunla ben konuşayım? demesini bekliyorlar. En yakın arkadaşını kullanarak, onun yalancı olduğuna delil edinmek istiyorlar. Fakat Ebu Bekir´den istedikleri cevabı alamıyorlar.
Hz. Ebu Bekir(RA), müşrikleri dinledikten sonra;
?Bunları Muhammed mi söyledi?? diyor.
Müşrikler, Ebu Bekir´in olaya şüphe ile bakacağı ümidiyle, ?Evet, o söyledi? diyorlar.
Bunun üzerine Hz. Ebu Bekir, gayet emin bir tavırla;
?Bunları Muhammed söylüyorsa, mutlaka doğrudur? diyor.
İşte Ebu Bekir bu.
Ebu Bekir olmak kolay değil.
?Acaba?? demeden, hiç tereddüt etmeden Allah elçisinin anlattıklarını tasdik etmek ancak Ebu Bekir gibilerde görülür. İşte; mucizevi Miraç olayını yaşayandan dinlemeden, haberi onun ağzından işitmeden şeksiz şüphesiz Allah Resulü´nü tasdik ettiği için Hz. Ebu Bekir´e ´Sıddık´ unvanı veriliyor.