Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


İSTANBUL´UN HALİÇ´i TERME´NİN MİLİÇ´İ


Bilgi Gazetesi yeni gelmiş, öğretmenler odasında herkesin görebileceği şekilde masanın üzerinde öylece duruyordu.

Manşetteki haber dikkat çekiyordu. Haberin başlığı şöyleydi: ?Miliç Projesi Hayat Buluyor?

Haberi çoğu arkadaş okudu. Benden ayrıntılı bilgi aldılar. Çoğu Samsun´un ilçelerinden olan öğretmen arkadaşların ekserisi ?Miliç? i ilk defa duyuyordu. Zaten çoğunun bırakın Miliç´i Terme hakkındaki bilgileri cenaze ve düğünden ibaretti. Ya bir dostunun düğününe katılmışlar, ya bir mesai arkadaşının cenazesine iştirak etmişler. Düğün ve cenazeler olmasa hiçbirinin yolu Terme´ye düşmeyecek. ?Hadi bu hafta sonu da Terme´ye gidelim.? diyene ben rastlamadım. Tabi ilçe dışında ikamet eden Termeliler hariç.

Ben dilimin döndüğünce Terme ve özellikle Miliç hakkında bilgi verdim. Biz, turizm potansiyeli oldukça yüksek Allah vergisi bir coğrafyada yaşıyoruz. Ne yazık ki bu potansiyeli bırakın dünyaya tanıtmayı şu ana kadar kendi ilimizin insanlarına bile yeterince tanıtamamışız. Keşfedilmeyi bekleyen hazine gibiyiz. Tek eksiğimiz bu zamana kadar gerekli yatırımın ve akabinde gerekli tanıtımın yapılamamış olmasıdır.

Büyükşehir Belediyesi´nin yürüttüğü ?Miliç Sahil Projesi? nin hayata geçmesiyle bu hasret sona erecek. İlçemiz,yerli ve yabancı turistin ilgi odağı haline gelecek.

Projenin, sosyal tesis, plaj, lokanta, düğün salonu, yürüyüş ve bisiklet yollarından oluşan bir külliye olduğunu vurgulayan Başkan Kul, Kesikkaya ve Kocamanbaşı köylerinden orijinalliği korunan iki evi satın alarak külliye içine ?Terme Evi? olarak yerleştirdiklerini belirtiyor.

Külliyenin içinde 100 metre karelik düğün salonu bulunuyor. Burası plaj ve uzun sahili ile deniz turizmine hizmet verebilecek ve her türlü deniz sporlarının gerçekleştirilmesine imkan tanıyacak bir güzide yer haline gelecek.

Ramazan Bayramında açılması planlanan külliyenin ilçe turizmine hareket getireceği bir gerçek.

Ben diyorum ki İstanbul için Haliç ne ise Terme için de Miliç odur. İstanbul´un Haliç´i, Terme´nin Miliç´i.

Miliç, ?kör ırmak? diye tabir edilen kalanıyla da büyük bir potansiyele sahip. Burada kör ırmak, on iki ay aynı su seviyesini korumakta. Denize paralel, boylu boyunca uzanmakta. Şimdilerde sosyal medyada buranın yukarıdan çekilmiş fotoğrafları arz-ı endam etmekte. Burası herkesin hayranlıkla bahsettiği Alpler´den bir yer değil, Şehr-i Terme.

Burası da külliyeye dahil edilebilir. Olta balıkçılığı yapılabilir. Su sporları gerçekleşebilir. Kenarlarına yürüyüş yolları, bisiklet yolları, piknik alanları yapılabilir.

Suya hükmeden ülkeler gelişir, suyun hükmettiği ülkeler geri kalır. Bunun en güzel örneği Hollanda. Hollanda, adeta bir kanallar ülkesi. Sanki suyun üstünde yüzüyor gibi. Kendi haline bıraksan bütün ülke hak ile yeksan olacak gibi.

Biz neden bir Hollanda gibi olmayalım ? Bunun da yolu Allah vergisi suya hükmetmekten geçiyor.

Burada tatlı su ve tuzlu su yan yana. Böyle bir birliktelik başka hiçbir yerde yok. İsteyene tatlı su isteyene tuzlu su.

Terme, inşallah bu tür dev projelerle kabuğunu kıracak. Yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olacak. Sadece pirinciyle ve pidesiyle tanınan bir yer olmayacak. Sadece cenaze ve düğün dolayısıyla sınırlı sayıda insanın mecburen, öylesine uğradığı bir yer olmayacak.

Bir gün herkes ? tatlı bir huzur ? almaya Terme´ye gelecek.

O zaman ? İstanbul´un Haliç´i, Terme´nin Miliç´i ? tabiri gerçek anlamını bulacak.

Bir gün Miliç dendiğinde, orası neresi denmeyecek.

Sağlıcakla kalın.