Bir hançer gibi içime saplanıyor istasyonlar
Durmadan Ayrılık taşıyor dev gibi vagonlar
Kirli bir toz bulutuna karışıyor vuslat
Bilinmez yollarda kayboluyor yüreklere konanlar
Suskun bir denizdir şimdi coşkun yüreğim
Gözlerime mil çeken bir cellat her tren sesi
Raylarda un ufak olmuş en güzel mevsim
Dudaklarımda sensizliğin buz tutan nefesi
Son yolcu ikimiz kalmışız ben ve yalnızlık
Bütün yıldızlar sönmüş, her yer karanlık
Dışarıda demir pençeli bir aslan
Ve içimde sensizliğin dayanılmaz uğultusu
Gelir mi son tren, biter mi bu ayrılık
Hep birilerini beklemekle geçiyor ömrümüz
Gelmeyeceklerini bile bile yine de bekleriz
Soğuk bir döşek olmuştur bize istasyonlar
Belki de bu istasyonda yazılmıştır ilk öykümüz
Her vedada mavisini biraz daha yitirir gökyüzü
Bir parça daha yalnızlık tüter hasretin közü
Zamanın kollarında bir bir parçalanır Umutlar
Acılara katık yaparım bizim türkümüzü…