Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


İSTASYON

İSTASYON


Bir hançer gibi içime saplanıyor istasyonlar

Durmadan Ayrılık taşıyor dev gibi vagonlar

Kirli bir toz bulutuna karışıyor vuslat

Bilinmez yollarda kayboluyor yüreklere konanlar

 

Suskun bir denizdir şimdi coşkun yüreğim

Gözlerime mil çeken bir cellat her tren sesi

Raylarda un ufak olmuş en güzel mevsim

Dudaklarımda sensizliğin buz tutan nefesi

 

Son yolcu ikimiz kalmışız ben ve yalnızlık

Bütün yıldızlar sönmüş, her yer karanlık

Dışarıda demir pençeli bir aslan

Ve içimde sensizliğin dayanılmaz uğultusu

Gelir mi son tren, biter mi bu ayrılık

 

Hep birilerini beklemekle geçiyor ömrümüz

Gelmeyeceklerini bile bile yine de bekleriz

Soğuk bir döşek olmuştur bize istasyonlar

Belki de bu istasyonda yazılmıştır ilk öykümüz

 

Her vedada mavisini biraz daha yitirir gökyüzü

Bir parça daha yalnızlık tüter hasretin közü

Zamanın kollarında bir bir parçalanır Umutlar

Acılara katık yaparım bizim türkümüzü…