Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


İZAHAT BABINDA


TEOG hakkında yazdığım yazı hakkında haklı haksız bir hayli eleştiri aldım.

Öncelikle yazımı okuyup değerlendirme lütfunda bulunan kıymetli dostlara teşekkür ediyorum.

Birinci eleştiri ´bu zamana kadar nerede olduğum´ hususuydu.

Bu doğru değil.


Her eğitimci gibi ben de zaman zaman eğitimle ilgili fikirlerimi söylüyorum, yazıyorum. Bundan tabii daha ne olabilir?
Zamanlama sadece ´gündem´ olduğu içindir. Kaldı ki gündemi yorumlamak, hasbelkader bir köşe yazarının görevleri
arasındadır.


İkincisi ´eğitim sisteminin sürekli değişmesi, değişim esnasında eskinin kötülenip yeninin meth ü sena edilmesi´ hususu.


Şüphesiz sistemi değiştirenlerin amacı da daha mükemmele ulaşmak içindir. Sistemin mahzurları görülmüş olmalı ki yenisi aranıyor, araştırılıyor. Unutmayalım ki değişmeyen tek şey değişimdir.


Üçüncü eleştiri saygı duyduğum emekli bir büyüğümden geldi. ´ Bu yazıyı yazmakla kime hizmet ediyor muşum?´

Ben hayatımı vatanıma, milletime, eğitime ve ideallerime hizmetle geçirdim. Bununla iftihar ettim ,hiç de pişman
olmadım. Her beşer gibi zaman zaman hata yaptığım oldu ve özür dilemesini de bildim.


Fikirlerim birileriyle örtüşebilir veya çelişebilir.


Konumum, mizacım ve kişiliğim gereği hep polemikten uzak durdum.


Fikirlerime katılanlar kadar katılmayanlara da saygı duydum.


Neticede okunmak ve değerlendirme konusu yapılmak önemli bir şeyler yaptığınızın tezahürüdür.


Konuştuğunuz gibi yazamazsınız. Söz uçar yazı kalır. Yazı, tarihi bir vesikadır. Vesikalara önemli şeyler kaydedilir.
Konuşmak işin kolayı ve zahmetsiz olanıdır.


´Sınavsız olur muymuş? ´


Sınavsız da pekala olabilir. Neden olmasın ? İşin teferruatı uzmanların bileceği bir iş.


Benim üzerinde durduğum, insanımızın iyi yetişmesi, iyi yetiştirilmesi.


İyi yetişmiş insan hangi mesleği icra ederse etsin muteberdir. İyi yetişmemiş, iyi yetiştirilmemiş insan hangi işi
yaparsa yapsın her yönüyle kayıptır.


İyi yetişmiş bir marangoz, iyi yetişmemiş bir mühendisten daha ehvendir.


İnsanların hayatında paradan puldan, mevki ve makamdan, şan ve şöhretten daha değerli şeyler vardır, olmalıdır.


Alın teriyle helalinden kazanılmış beş kuruş , gayrı meşru elde edilmiş bin kuruştan daha değerlidir.

Yine tekrarlıyorum, hangi sistem olursa olsun insanımız iyi yetiştirilmelidir. İnsan, zaman ve emek israfı yapılmamalıdır.

Öğrenciler bilgi sahibi olurken aynı zamanda şahsiyet sahibi de olmalıdır.


Mesela , yalan konuşmamak, dürüst olmak , iki kere ikinin dört ettiğini bilmekten daha önemli olmalıdır.


Artık yeni sistemde bilgi kadar değerler de ölçülebilmelidir.


Söz konusu eğitimse herkesin söyleyeceği bir şeyler vardır, olmalıdır. Çünkü eğitim bizim milli meselemizdir.


Onun içindir ki bakanlığımızın adı bile milli öğretim değil Milli Eğitim Bakanlığı´dır.


Doğruyu, güzeli, iyiyi ve mükemmeli aramak hepimizin hakkıdır.