Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Kadınlar Günü

Kadınlar Günü


Geçtiğimiz Cumartesi (8 Mart) `Dünya kadınlar Günü` idi. Herkese hayırlı olsun.
Bazıları bu güne `Dünya Emekçi Kadınlar Günü` de diyorlar. Bu ifadeden biraz siyaset ve ideoloji kokusu geliyor. Sanki bir ayrımcılık havası var. Niye sadece `Emekçi kadınlar`? Böyle söylemekle diğer kadınlar dışlanmış olmuyor mu?

`Emekçi` ifadesi ile çalışan kadınlar kast ediliyorsa, işi olmayan, çalışacak iş bulamayan kadınlar dışarıda kalmış oluyor. Lâkin bu ifade bizim işimize gelmiyor değil. Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bizim yerine getirmemiz gereken bir sorumluluğumuz yoktur. Çünkü bizim eşlerimiz, ailede iş bölümü anlayışı içerisinde ev işlerine bakan, çocuklarını yetiştirmeye çalışan kendi halinde ev kadınlarıdır. Yani `Emekçi Kadınlar`dan değiller!..

Herkesin bir günü olduğuna göre kadınların niye bir günü olmasın? Bunu söylerken, kadınlara ait bir başka günün daha bulunduğunu hatırlıyoruz: Anneler Günü. Kadınlara yönelik bir Anneler Günü varken, ayrıca bir de `Kadınlar Günü` ihdas edilmesinin amacı nedir? Anneler Günü, kadınları temsil etmiyor mu?

Bildiğim kadarıyla dünyada henüz bir `Erkekler Günü` yok. Bu bakımdan da bir ayırım hissediliyor. Varsın olsun. Zaten pek çok konuda kadınlara pozitif ayrımcılık tanınmıyor mu? Bu durum siyasette bile var. Bazı parti liderleri, “Niye TBMM`nin şu kadarı kadın olmasın? Partiler listelerine seçilebilecek yerlerden şu kadar kadın aday koymalı” diyebiliyorlar. “Kadınlar hak etsin, listeye girsin” demiyorlar. Sanki kadınlar istemese de zorla listeye yazacaklar.

Kadınlar Günü de acaba kapitalist sermayenin bir ürünü müdür? Bu vesile ile erkekler eşlerine, çocuklar annelerine hediyeler alacaklar. Ürün satışı artacak (mı?).
Faydası yok da diyemeyiz. Kadınların sorunları gündeme gelecek. Çeşitli ortamlarda tartışılacak. Konu televizyonlarda konuşulacak. Kadınlara uygulanan şiddetin yanlışlığı anlatılacak.

“Kadınlara yönelik şiddetin yanlışlığı anlatılacak” derken, özellikle İstanbul`da sayıları az da olsa bir gurup kadının, isteklerini duyurmak ve haklarını savunmak söylemiyle şiddete başvurduğunu gördük. İzinsiz yürüyüş yapmak istediler. Polise karşı geldiler. Ellerindeki pankart sopalarıyla polislere saldırdılar. Bir bakıma hak arıyoruz derken, haksız duruma düştüler.

Dinimiz özgürlüklere önem vermiş, herkesin hakkını arayabileceğini bildirmiş, fakat haddi aşmayı ve şiddeti yasaklamıştır. Hz. Ali, kendisini protesto eden bir topluluğa, “Şiddete bulaşmadığınız ve fesat çıkarmadığınız müddetçe size karşı kuvvet kullanmayız” diyerek, bir bakıma hak arama eylemlerinde takip edilecek yöntemi işaret etmiştir. (Servet Armağan, İslam Hukukunda Temel Hak ve Hürriyetler, s: 156)

Kadınlar Gününde güzel görüntüler de vardı. İzmir`de jandarma komutanlığı, kadın sürücülere ve yolculara çiçekler ve çeşitli hediyeler verdiler. Samsun`da ise Metro Turizm karanfilli kutlama yaptı. Haberi birlikte okuyalım:
“Özel günleri hiçbir zaman ihmal etmeyen Metro Turizm, 8 Mart Dünya Kadınlar Gününde kadın yolcularını unutmadı. Otogarda bekleyen kadınlara karanfil dağıtan Metro Turizm kadınların bu önemli gününü kutladı.” (Samsun Haber, 09.03.2014)
Samsun İl Milli Eğitim Müdürü Aytekin Girgin de benzer bir uygulamada bulunmuş. Bayan personeline kırmızı karanfil dağıtan müdür, bir mesaj yayınlayarak 8 Mart Dünya kadınlar Gününü kutlamış.

Biz, “Cennet, anaların ayakları altındadır” ve “Sizin en hayırlınız kadınlarına karşı en güzel davrananızdır” diyen bir dinin mensubuyuz. Uygulama böyle değilse, suç, yanlış uygulama ve eksik anlayış sahiplerinindir.
Nice sağlıklı ve huzurlu günlere.