Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

B.Rahmi ÖZEN


KALEM Kİ, ÇATLAR YAZAMAZ CEREN'İ

KALEM Kİ, ÇATLAR YAZAMAZ CEREN'İ


Ceren ki…
Güzelliği suç sayılan…
Ceren ki; güzelliği suça dönüşen…
Ceren ki; güzelliğinden; dünyanın masumu… Ceren ki; güzelliğinden; dünyanın masum mücrimi… Ceren ki; saçları bukle bukle, uçları mavi mavi boncuk… Ceren ki; bahar mevsimine doğan ve sular değdiğinden yaprağına; kokusu çevresinde misküamber kırmızı sardunya... Ceren ki; kurak mevsimlerde başların üstündeki bulut... Renk renk açan mayıs gülü... Bir gelip sulayan, bir gidip kaybolan ışıklı nisan bulutu... Yeşilırmak ve Terme çayına karışan kına, ova topraklarına yağan bulut, rüzgârın ıslığında çığlık ve yağmurun dudağında berekettir Ceren…
Hele Ceren'e Ceren'e/Âlem kurban, Veren'e
Diriltme gücü ile dönen kâinat, Ceren kızın yürek bahçesinde kimseye diyemeyeceği gizli bir aşk hışırtısına dönendir. Ağlarsa, onunla birlikte saçlarındaki sümbül kokusu da ağlayandır. Dertlendiğinde kendi içiyle dertlenen; ol temiz alnı inci gibi parıltılar saçandır. 
Ceren ki; Terme-Çarşamba ovasında denizi haber veren dupduru bir nehirdir. O, nehirde yağmur damlası kadar saf, imbikten geçirilmiş taklidi mümkün olmayan bir esanstır, Ceren kız.
Ceren ki; birbirinden habersiz hem onun, hem bunun billur sularda gördüğü düştür. Gönül tahtına ondan başka sultan aranası değildir. Görenlerin gözyaşlarının sır ortağı, gizli kalp atışıdır, Ceren.
O ki; ona müştak toprağın, havanın, suyun, rüzgârın ve ağacın kızıyken fanus içinde şeffaf bir damladır. Latif ve masumedir. O ki; bir yanıyla nuranî giysi gibi et, bir yanıyla kan ve kemikten sıyrılmış candır.
Ve Ceren kızın soluduğu hava zikirdir, duadır.
Onu görenler, ateşten bir imtihan içinde kendi metanet ve sabrını mayalayandır. O ki; gayri bundan sonra her göründüğünde kaçan güneştir. O ki; fanilikten bekâya yükselmenin sırrını fısıldayandır. O ki; var ile yok'un, masal ile hayatın, gerçek ile rivayetin arasındaki eşik misal yüce bir kapıdır.
Ceren ki; önünde diz çökenin hafızasını yoklamak zorunda kaldığı bir yalvarış makamıdır. Ve birbirinden habersiz Ceren kızın güzelliği önünde diz çökmek hissine kapılan nice görkem can vardır.
Ceren ki; çevik küheylanlar misal kendi içinde bir koşuya tutuşup yaratılış sırrının en başına gidendir. Yanınca Keremler gibi ateş içinde ellerini açıp bütün Peygamberlerin Allah'a yalvaran sesiyle ağlayandır, yakarandır.
Ceren ki;'Allah'ım, senden kalbimi ebediyyen marifetinin nurlarıyla ve dahi sırlarıyla ihya etmeni diliyorum!' diyen esrar numunesidir. Merhametten yoksun zalimleri inanç yüklü insanların yüreğine musallat etmemesini isteyen ve yüce Rabb'in kullarını dünyada ve ahrette hayırlı rızıklarla rızıklandırması için billur sesli münadidir, Ceren. 'Sen, her şeye kadirsin Allah'ım!' diye nida edendir.
Kaleme; şol Ceren kızın iç dünyasını, elemini, aşkını, heyecanını ve duygularını 'yaz'  buyruğu gelse; kalem ki, çatlar da yazamayandır.
Ah, Ceren olmak…