Son zamanlarda ne hikmetse kar hep olumsuz yönleriyle anılır oldu.
Bu konuda kötü bir algı oluştu.
Bunun kasten böyle yapıldığını düşünüyorum. Eşeğine kızamayanın semerine kızması misali. Bir yerlere söz geçiremeyenler kar üzerinden yüklenmeyi marifet sayıyorlar.
Bu algının doğru olmadığını düşünüyorum. Bereket versin halkımız bu tür yönlendirmelere itibar etmiyor.
Neymiş efendim, kar felaketmiş, kabusmuş, esaretmiş, hatta zulümmüş. Hiç öyle şey olur mu?
Kar yeni yağmıyor ki. Dünya var olduğundan beri kar yağıyor ve var oldukça da yağmaya devam edecek. Allah´ın nizamı böyle.
Kar ne esarettir, ne sefalettir, ne rezalettir ne de felakettir. Tam aksine kar rahmet ve berekettir.
En zor zamanlarda bile atalarımız karın rahmet ve bereket olduğu çözmüşler. Onun için ?´kar yılı, var yılı´´ demişler.
Kar varsa zenginlik de var demektir.
Kar bir defa Allah´ın kudret ve azametinin nişanesidir. Bir anda bakıyorsunuz koskoca kainat yorgan gibi bembeyaz bir örtüye bürünmüş. Her taraf gelin gibi süslenmiş. Her yer bir anda eşitlenmiş. Bu kadar güç kudret karşısında bir beşer olarak acziyetini idrak edemeyen gafildir. Hangi beşeri kuvvet bu ihtişamı meydana getirebilir?
Biz kendi zaafımızı kara yüklemeyi marifet sayıyoruz. Yazdan tedbirini alan kışın zorluk ve darlık çekmez. Yazın gölge hoş olursa kışın çuval boş olur. Boş çuval da ayakta durmaz. Azıcık aklı olan yazdan sonra kışın geleceğini bilir. Birileri gafil avlanmışsa suç karın mı?
Kar bir defa beyazdır. Beyaz birçok şeyin sembolüdür. Başta saflığın ve temizliğin sembolüdür. Her insan doğduğunda beyaz bir kundağa sarılır. O, günahsız ve temizdir. Onu sonradan kirletecek olan bu dünyadır. Yine insan ölünce kar gibi bembeyaz bir kefenle uğurlanır. Bu , bir iyi niyet göstergesidir. Bu, bir bakıma kulun doğduğu günkü gibi günahsız bir şekilde Allah´a kavuşma arzusudur. Bir nevi ?´ elimde olmadan günaha bulandım, kirlendimse beni affet, beni temiz olarak huzuruna kabul et´´ demektir.
Bilim adamları araştırmışlar, insanları en çok mutlu eden renk beyazmış. Ben bunu bizzat müşahade ediyorum. Kar yağarken bütün çocuklar neşeli ve mutlu. Kartopu oynarken herkes mutluluktan dört köşe oluyor. Özellikle çocuklar için kartopu oynamadan geçen kış kabus oluyor.
Kar, paylaşmadır. İnsan paylaşınca mutlu olur. Çocukluğumda en mutlu olduğum an, penceremize konan kuşlara bir şeyler verdiğim andı. Paylaşmanın bana verdiği bu hazzı ömrüm boyunca unutamadım. Kim bilir o kuşlar kendi lisanlarınca ne kadar dua etmişlerdir. Hele bir kış günü bir fakire, bir yoksula yardım etmek, onunla bir dilim ekmeğini paylaşmak? Tarifi imkansız. Yaşayan bilir.
Bugün buna ?´değerler eğitimi´´ deniyor. Değer verirsen değer verilirsin.
Karın yağışını seviyorum. Kışı seviyorum. Çok bunalırsam ?´ ne de olsa kışınsonu bahardır´´ deyip teselli buluyorum.
Kar hakkında felaket tellallığı yapanlara kızıyorum , en azından acıyorum. Bu tür olumsuz yorumlarla moralimizi bozmaya hakları yok diye düşünüyorum. Kendi felaketlerini ve sefaletlerini bize dayatmaya hakları olmadığını belirtmek istiyorum.
İnsanda bir şikayet kültürü yerleşmeye görsün, ardını almanız mümkün değil. Aynı insanlar inanın yazdan da en fazla şikayet edenlerdir. Ben böyle gördüm.
Ben, kar yağınca huzur buluyorum.
Karın felaket olduğuna katılmıyorum.
Bilmem siz ne düşünüyorsunuz?