Bugün, 24 Nisan 2024 Çarşamba

Zeki ORDU


Karaman´ın Koyunu Hüseyin´in Oyunu


Türklerin İslamiyeti kabulünden sonra tarih sahnesindeki yeri farklılık arz etti. Artık savaşlar ?kuru bir cihangirlik davası? değildi. ?Küffar? ile yapılan mücadelelerin bir anlamı vardı. Mizan dindi yani İslamiyet´ti.

Din, kendisine inanan insanların dünya ve ahret hayatı için gerekli kaideleri peygamberler ve ilahi kitaplarla bildirmiştir. Son dinin kitabı ise Kur´an´ı Kerim´dir.

Tarih boyunca insanlık bir din ile tanışmış, insanlar ise ya ?Biz atalarımızın dininden dönmeyiz? diye reddetmiş ya da yeni dini kabul edip elçisine de biat etmiştir. Yani tarih boyunca ilahi din merkezli ifade edersek insanoğlu ya inananlardan ya da inkârcılardan olmuştur. Bugün de böyledir, yarın da böyle olacaktır.

Hak dinin karşısında olanlar onu ortadan kaldırmaya uğraşırken, inanalar ise fitne ve fesat yüzünden tefrikaya düşmüşler, birbirleriyle uğraşmışlardır. İşin en hazin tarafı iki tarafta mücadelelerini inandıkları dava için yapmışlardır. Özellikle İslam tarihi hüzünlü hatıralarla doludur. Bunları burada zikretmenin bir faydası yoktur.

Fitne her dönemde kendisini göstermiştir. Araya ?ben?lik de girince şeytan ve nefsin de yardımıyla inananlar zor anlar yaşamıştır. Üstelik bazı zamanlarda doğrular yanlış gibi gösterilmiş ve çok zulüm görmüştür. Üstadın ?Öz yurdunda garipsin öz vatanında parya? diye ifade ettiği şey böyle bir şeydir. Dini bilmeyenler, dini bilenler ve yaşayanlar için ?Bunlar bizim dinimizi bozuyor? diyecek kadar doğru yoldan sapmışlardır.

İslam tarihi ?Dini sapık? ve ?hainlerle? doludur.

İngiliz casusu Lavrence Ortadoğu´yu karıştırmış Müslümanları hem Osmanlıya ham de birbirlerine düşürmeyi başarmıştır. Yaşadığı zamanlarda Ortadoğu´da 15 binden fazla sahte şeyh ve talebe malum coğrafyada cirit atmıştır. Şimdi o bölgedeki huzursuzluğu düşünecek olursak özellikle Osmanlı´nın bölgeden çekilmesiyle bölge kan gölüne dönmüş ve huzur bulamamıştır.

Şu tarihi hakikati atlamayalım. Osmanlı dünyanın nesrinden çekilmişse orada huzur yoktur. Yani Osmanlı Osmanlı olarak kalmadığı coğrafya huzursuz olmaya mahkumdur.

Bunun yanında İngiliz casusu Lavrence ad değiştirerek Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda zihniyet olarak ebeveynlerinin yolunda gideceklerdir.

Ülkede ?Kravatlı ?dinsel´ adamlar? televizyonlarda arzı endam ederken kaç kişiyi doğru yoldan sapıttıklarını bilmeseler de sapıttıklarını kesin biliyorlar. Bu kravatlı ?dinsel´ adamlar İslamiyet´i içten yıkma görevini almışlar ve görevlerini de başarıyla tatbik etmişlerdir.

Bazı canlı yayınlarda bunlara soru soran vatandaşların ise sordukları sorudan da anlaşılacağı üzere dini sanki bir yerlerden duymuşlar gibi bir halleri vardır.

İbn-i Teymiyye, Abdullah İbn-i Sebe, Reşit Rıza, Efgani ve daha nice ?Dini görünümlü? şahıslar Ehl-i sünnet akidesine ilmi harb ilan etmişler ve Haçlı ordusundan daha tehlikeli olmuşlardır. Bir de bunların temsilciliklerini yapan ?Kravatlı ?dinsel´ adamlar bunlara yardımcı olmuş ve sonunda milletin önce amelini, sonra da itikadını zedelemiştir.

Kısaca milletin üzerine büyük oyunlar oynanmaktadır. Bunlardan bazıları zamanla zararı anlaşılacaktır. Ancak o zamana kadar da yakıp yıkmaya devam edeceklerdir.

?Hiçbir şey kalmaz alemde nihan? mısraından da anlaşılacağı üzere bazı şeyler zamanla daha iyi anlaşılacaktır.

Kısaca ?Karaman´ın koyunu sonra çıkan oyunu.?

Oyunu oynayan ha Lavrence, ha Ahmet, ha Mehmet ha Ruknettin ha Hayrettin fark etmez.

Hayret edilecek bir şey yok yani.

Göz görüyor, akıl da erer besbelli?