Bugün, 29 Mart 2024 Cuma

Seyfi GÜNAÇTI


Kavgayı gördüm

Kavgayı gördüm


12 Ağustos Salı günü gazeteden aradılar. “Belediye Başkanı saat 11.00`de basını toplantıya çağırıyor” dediler. Meğer sadece biz çağrılmamışız. İş dünyasından siyasi parti başkanlarına, sivil toplum kuruluşlarına kadar pek çok kesimden temsilci oradaydı.
Konuyu toplantı başlayınca öğrendik. Tim Avrasya Yatırım, Danışmanlık, İnşaat, Madencilik ve Enerji Üretim Ticaret Ltd. Şirketi, Akçay mevkisinde bir termik santral yapmayı planlıyormuş. Santralin Derin Deniz Deşarjı ve Kül/Alçıtaşı depolama alanları da olacakmış. Başkan bizi bunun için çağırmış. “Ben de ilk defa dün akşam konuyu duydum. Danışmanım Yaşar Bey, haberi Çevre Bakanlığının sitesinde görmüş. Sizin düşüncelerinizi almak istedim” dedi.

“Konuyu araştıralım. Ondan sonra tavrımızı koyalım” diyen birkaç kişi dışında hemen herkes, “Terme`ye şöyle veya böyle bir santral yapıldı. İkincisinin yapımına izin veremeyiz” dediler. Ortak karar da bu yönde gerçekleşti.

Çevre Bakanlığı`nın duyurusuna göre; ÇED Yönetmeliği`nin 9. maddesi gereğince 14 Ağustos Perşembe günü saat 14.00`te Kozluk Ortaokulu salonunda, yapılması düşünülen santralle ilgili olarak halkı bilgilendirmek, vatandaşın görüş ve önerilerini almak için `HALKIN KATILIM TOPLANTISI` yapılacakmış. Perşembe günü yapılacak olan bu toplantıya, aynı ekibin daha geniş bir toplulukla katılması kararlaştırıldı.

Toplantıya Ali Rıza Ultav ve Mustafa Güler ile birlikte gittik. Daha salona varmadan, kavga çıktığı haberi bize ulaşmıştı. Salona girdiğimizde sahne çevresinde bir arbede yaşandığını gördük. O sırada kim kime saldırıyor, anlayamıyorduk. Bazıları salonu terk ediyordu. Kavga edenlerin hemen gerisinde bir kadın, devamlı kollarını iki yana açarak “Yapmayın! Yapmayın!” diye avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Jandarmanın müdahalesi ile mi, yoksa kadının bağırması sonucu mu bilmiyorum, bir süre sonra kavga durdu. Demek halk haberi almış, daha toplantı başlamadan bir gurup salonu basmış, firma yetkililerine saldırarak onları konuşturmamıştı. Hatta salondan çıkarmadan eylemlerine son vermemişlerdi.

Doğrusunu söylemek gerekirse, bir darbe almamak için kavga sırasında ön saflara fazla yaklaşamadım. Ortalık biraz yatışınca o kadının yanına gittim. Adını ve kim olduğunu sordum. İtiraz etmeden sorularıma karşılık verdi. Kendisi emekli öğretmen olup, TÜÇEP (Temiz Ünye çevre Platformu) üyesiymiş. Son derece tepkiliydi. “Böyle saldırmakla, kırıp dökmekle olmaz. Termik santrale biz de karşıyız. Ama bırakalım konuşsunlar. Biz de cevabımızı verelim ve tavrımızı ortaya koyalım” dedimse de kadın susmadı. “OMV`yi de böyle yaptılar. Bizi zehirleyecekler. Hayır! Konuşmalarına izin veremeyiz!” diyordu.
Söylemlerine ve tavrına bakınca, kadının biraz önce “Yapmayın” diye bağırdığından şüphe etmeye başladım. Acaba, “Konuşturmayın! Konuşturmayın!” diye mi bağırıyordu da, kavganın yatışması açısından ben mi öyle söylemiş olmasını istiyordum?

Sonra Terme Belediye Başkanı Şenol Kul sahneye geldi. “Arkadaşlar yanlış yapıyoruz. Ben de bu santrale karşıyım. Ama kavgayı doğru bulmuyorum. Bireysel hareketler bizi bir yere götürmez. Bir heyet oluşturalım. Kararımızı imza altına alalım ve bunu ilgili yerlere ulaştıralım” dedi. Arada bazı siyasi çıkışlar ve başkana yönelik suçlamalar olduysa da, Başkan biraz sertçe de olsa onlara karşılığını verdi.

Firma yetkilileri çoktan salonu terk ettikleri için, toplantıya gelmeden önce hazırladığımız sorular elimizde kalmıştı. Emeğimiz boşa gitmesin diye onları sizinle paylaşmak istiyorum:
1.Santralin yapılması düşünülen Akçay Mevkisi bir tarım alanıdır. Aynı zamanda turizme elverişli bir sahili vardır. Buna göre, Ekonorm isimli firmaya hazırlatıldığı söylenen ÇED raporunu Çevre Bakanlığı kabul etmek zorunda mıdır?

2.Havza`dan, Merzifon`dan itibaren iç bölgelerde, yerleşim yerinden uzak çok geniş boş alanlar varken, bir termik santral niçin ille de deniz kenarına ve tarım alanlarına kurulmak istenmektedir? Ve niçin devlet buna izin vermektedir?
İyi haftalar.