Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Selim EROĞLU


KAYBOLAN AHLAKSA…

KAYBOLAN AHLAKSA…


Bu haftaki yazımda düşündürücü olduğu kadar manidar bir hikâyeyle başlamak istiyorum. Hikâye şu:

Su, ateş ve ahlak arkadaş olup birlikte zaman geçirmeye başlamışlar. Birbirlerine o kadar alışmışlar ki, su ateşsiz bir yere gidemez, su ateşi, ateş suyu görmeden uyuyamaz olmuş. Ahlak ateşsiz yürüyemez, su ahlak olmadan akamaz olmuş.

Zamanla aralarına ayrılığın girmesinden endişelenmişler, birbirlerini kaybetmekten korkar olmuşlar. Baş başa oldukları bir gün, kaybolurlarsa birbirlerini nasıl bulabileceklerini anlatmaya karar vermişler. Ateş ve ahlak suya sormuş:

“Kaybolursan seni nasıl bulacağız?”

Su cevap vermiş:

“Nerede bir şırıltı duyarsanız ben oradayım?” demiş.

Sıra ateşe gelmiş. Su: “Seni yitirirsek ne yapalım?” diye sormuş. Ateş:

“Duman gördüğümüz yerde ben varım” cevabını vermiş.

Sıra ahlaka gelince cevabı şu olmuş:

“Beni asla kaybetmeyin, eğer kaybedersiniz, bir daha asla bulamazsınız!”

İşte böyle.

Kaybolan bir şeyi, bir zaman sonra bulmak mümkündür. İlim Çin’de de olsa gidip buluruz. Lakin kaybolan ahlaksa bir daha bulamayız.

Ahlak bir anda kaybolmaz. Gıdım gıdım elden gider. Elden gittiğinde farkına bile varamayız.

Dünya ahlak üzerine kuruludur desek yanlış söylemiş olmayız. Her şeyin bir ahlakı vardır. İş ahlakı, meslek ahlakı, ticaret ahlakı… gibi.

Fatih Sultan Mehmet, halkın ahlakı kemale erdikten sonra İstanbul’u fethedebilmiştir.

Sosyal medyada bir söz paylaşmıştım:

“Beni bu hayatta en çok sözünde durmayanlar yordu” diye. Çok manidar bulunmuş ve değişik yorumlar yapılmıştı. Çok samimi bir arkadaşım yüzüme karşı “kimi kastediyorsun” bile demişti. Israrla benden isim istemişti. İstersem çok isim verebilirdim. Ne gerek var. Bizi bilen bilir, bilmeyen kendi bilir.

Eskilerin bir sohbet ahlakı varmış. Kalp kırmamak için olayı sembollerle ifade ederlermiş. Böylece herkes kıssadan hissesini alırmış.

İnsan ilişkilerinin de bir ahlakı vardır. Bunun birinci şartı “sözünde durmak” olmalı, diye düşünüyorum. Öyle ya sözünde durmayanla nasıl yol yürüyecek, nasıl mesafe alacaksınız.

Sizi bilmem ama beni en çok sözünde durmayanlar yordu bu hayatta. Atalarımız, “Hayvan yularından, insan sözünden tutulur” demişler. Söz namustur.

Ahlaklı ve erdemli olmanın birinci şartı sözünde durmaktır. Sözünde durmak bedel ister. Bedel ödemeyi göze alamayanlar, ahlaklı olamazlar. Bu bedelin faturası çok ağır da olabilir.

İnsanların güvenini kaybetmektense para kaybetmeyi göze alabiliyorsak ahlaklıyız demektir.

“Ne yapayım, öyle demiştim ama şimdi şartlar değişti, işine gelirse” diyen bir kimsede ahlaki yıpranma başlamış demektir.

Bir arkadaşım durumunu ifade için sık sık: “Beni eşkıyalar soymadı, mertlik bu hale getirdi” diyordu.

Varsın olsun. Mert kalabilmek ahlaklı olmanın bedelidir.

“Ahlak kalmamış” demeye başlıyorsak tehlike yakın demektir. Aman ahlakımızı kaybetmeyelim. Sonra bulamayız.