Bugün, 28 Mart 2024 Perşembe

Selim EROĞLU


KELİMELERLE OYNAMAYALIM


Yıllardır dil üzerine anlatıp duruyoruz. Yaygın kültürün etkisiyle sürüklenip gidiyoruz.

Biz ne kadar ah-u vah etsek de pek mesafe kat edemiyoruz. Ama olsun, yılmak yok. İşin doğrusunu öğrenmeye ve kullanmaya devam edeceğiz.

Dil hususunda yazılmış en güzel yazıyı virgülüne dahi dokunmadan sizlerle paylaşmak istedim.

´´Artık itibar kalmadı, ´prestij´ var. Yol üstü lokantalar yok olup gitti, onların yerine ´fast foot´lar geldi. Aileler artık hafta sonları mesireye ya da kır gezintisine gitmiyorlar, mangal yakıp ´picnic´ yapıyorlar. Herkes buzlanmayan değil, ´no frost´ dolap peşinde koşuyor. Bizim iş hanlarımızın yerine ´plaza´lar yükseliyor.

Dağ başında kurulu, tek bir turistin bile uğramadığı tesislerde çıkış yerine ´exit´ tabelaları göze çarpıyor. Türkiye, Türkçe´siz idare ediyor. Dükkanın adı ´store´ oldu. Bakkal yerine ´market´e gidiyoruz. Alış verişlerimizde de file yerine ´poşet´ kullanıyoruz. Yorulduğumuzda ´cafe´lerde oturuyoruz. Yemek yemek için ´Fast- foot´lara uğruyoruz. Yemek çeşitlerine bakmak için ´mönü´yü istiyoruz. Ardından elimizi cebimize atıp ´adisyon´u ödüyoruz. Arabamızla eve dönerken de hava yastığına değil ´air-bag´a bakıp kendimizi güvende hissediyoruz.

Modaya uyacağız ya, iki katlı evimize ´dubleks´ demek zorundayız. Üç kattan bahsederken anlaşılamayacağımızı düşünüyor olmalıyız ki ´tripleks´ kelimesini kullanıyoruz. Merkezlerde değil, ´center´lerde geziyoruz. Sonlandırmıyor, ´final´ yapıyoruz. Artık sevimliye ´sempatik´, sevimsize ´antipatik´ diyoruz. Böyle davrandığımızda da itibar ya da saygınlığımızın, ´pardon prestijimizin´ artacağını düşünüyoruz.

Türkçe ile yabancı kelimeler birbirine girmiş durumda. Hangisi Türkçe, hangisi yabancı ya da uydurukça belli değil.
´Ef onaltı´ diyoruz. Oysa Türkçe´de ´ef´ diye okunan bir harf yok, ´f´ harfi var. Olsun, ne fark eder! İngilizce ´ef´ deyip arkasına da ´on altı´ kelimesini ekliyoruz. İngilizce-Türkçe karışımı bir uçak markası imal ediyoruz.

Oradan buradan çalıp çırptığımız kelimeleri de genellikle yanlış kullanıyoruz. Çünkü günümüzde cehaletin adı ´entellik´ olmuş. Lafa gelince büyük büyük laflar sözler edip vatanımızı korumak için canımızı bile verebileceğimizi söylüyoruz. Türkçemiz´in çalındığından ve yok olmaya yüz tuttuğundan ise çoğumuzun haberi bile yok.

Güzelim memleketimizde Türkçe´siz yaşayıp vaziyeti idare ediyoruz.´´
İşin şuuruna varmak temennisiyle vesselam.