Bugün, 23 Nisan 2024 Salı

Zeki ORDU


Kâğıttan Yapılmış Çiçekler


Malum yeni adetlerimizden birisi de öğretmenler gününde hediye vermektir. Belki anneler gününden sonra en çok hediye alınan gün öğretmenler günüdür. Burada asıl maksat öğretmene verilen değeri göstermek ve ona olan sevgiyi bir nebze açığa vurmaktır. Bu davranış öğretmen ve öğrenci arasındaki muhabbeti artırır.

Hediye almak ve vermekte asıl maksat sevgiyi göstermektir. Zaten dinen de tavsiye edilmektedir. Ancak son zamanlarda bir sektör haline getirilmiştir. Hatta televizyonlarda dahi mali boyutları epey yüksek olan mamulleri hediye olarak tanıtmaktadırlar. Bu hal hediyenin ruhuna zarar vermekte kazanılacak üç-beş kuruşun hesabı yapılmaktadır.

Son zamanlarda çığırından çıkmıştır bu hediye işi. Zaten bir şey abartılmaya başlanınca gövde gösterisine dönmektedir. Öğretmen için eskiden en makbul hediye çiçekti. İsteyen bahçeden toplar, isteyen hazır alırdı. Maliyeti en düşük hediye idi. Zaman bazı şeyleri değiştirdiği gibi bu âdeti de değiştirdi. Bazı öğretmenler sınıflarına hediye almamasını bunun yerine mümkünse başkalarına yardımda bulunmasını söylemişse de; bu fikre bazı veliler tarafından şiddetle karşı çıkılmıştır. Çünkü ? O hediye o öğretmene alınacaktır.?

Her ne kadar tüketim sektörü bu günleri dört gözle bekliyorsa ?Öz veliler? de beklemektedir. Biz öğretmene ısrarla hediye alınıp bunu bir yıl söyleyen veliler de biliyoruz. Daha çok yaşadıkları yerin ?asıl (!)´ kişileri olan bu ?Tuzu kurular´ sadece desinler diye şatafatlı hediyeler almayı şiar edinmişlerdir.

Ben yatılı okullarda öğretmenlik yaptım. Bu okullarda da öğretmenler günü bilinir. Malum yatılı okullarda çocuklar ailelerinden uzaktadır. Bazıları haftada bir gün evlerine gidebilir. Günün 24 saati okulda kalmaktadır. Yüzlerinden şartların zorluğu anlaşılmaktadır. Ama bu çocuklar belki kaya gibi bir

iradeye sahip olarak hayata atılacaktır. Onların değil hediye alması, hediye paketini bile televizyonlardan görmüştür.

Her şeye rağmen yürek taşıyan bu küçükler öğretmenleri için bir şeyler yapmak istemektedir. Ancak şartlar buna hiç de müsait değildir. Yaptıkları tek şey yanınıza gelip, saygı ile önünüzde eğilip, size; ?Öğretmenler gününüz kutlu olsun öğretmenim? demesidir. Siz bu çocukların samimiyetinden ve saflığından kendi vicdanınız oranında etkilenirsiniz. Size verilen en büyük hediye budur zaten. Bir öğrencinin yüreği?

Şayet siz o yüreği fethetmişseniz hiçbir direnişle karşılaşmasınız. Sizi oradan çıkarmak gibi bir niyeti yoktur. Artık onun gönül ülkesine destursuz girme hakkına sahipsiniz demektir. Onun da size vereceği şey o kadardır zaten. Ve o kadar olan şey, çok şeydir aslında?

Her şeye rağmen maddi anlamda bir hediye vermek isteyen öğrenci de olabilir. Mesela eline geçirdi bir kâğıdı kuru kalemle boyayarak renklendirip, onu bir çiçek haline getirmek için verdiği mücadeleyi ?Kalorifer çocuğu´ anlayamaz. Zaten bu işe kalkışma mantığını hiç anlamaz. Minicik elleriyle kendince inşa ettiği bu çiçek şeklindeki kâğıdı size uzatırken ? Öğretmen gününüz kutlu olsun? ifadesini ağızla söylese bile biz onun nerden çıktığını biliriz.

Evet, size uzanan minicik ve titrek bir el, ışıl ışıl bakan bir göz, sevgi dolu bir söz ve size uzatılan kâğıttan çiçekler?

Siz bu çiçeği alırken ondaki memnuniyet ve yüreğinde bir sıcaklık? Bu sıcaklığın kaynağı asla ?kalorifer´ değildir?

Peki nedir?

Termometrelerin ölçemediği yürek sıcaklığı?