Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Zeki ORDU


KİTAP FUARLARI VEYA OKUMANIN NERESİNDEYİZ?


Son yıllarda hatırı sayılır kitap fuarları kuruluyor. Tanınmış veya tanınmamış yazarlar eserlerini imzalıyor. Özellikle ?akıllı? diye tabir edilen cep telefonlarının fotoğraf çekme özelliğinden faydalan fuar müdavimleri ?Sosyal medya? denilen ?Sanal ortam? da denilen yerden başta fotoğraf olmak üzere bazı paylaşımlarda bulunuyorlar.

Bugün sosyal medya adı verilen sanal âlem özel hayatın çoğunu deşifre ediyor. Nereyse uyurken bile fotoğraf çektirip malum yerden paylaşacaklar.

Zaten insanlar; başta yediklerini, sonra gezdiği gördüğü yerleri buradan paylaşıyor. Bir de çoğu nereden ve kime ait olduğu belli olmayan sözleri de paylaştıkları oluyor.

Her şey medyatik olma sevdasından geçiyor. En önemli fotoğraflar ise bir ?ünlü? ile çekilmiş fotoğraflar ki; fotoğraf çektiren kişi bu fotoğrafı bir şeref madalyası gibi kamuoyuna takdim ediyor.


Ünlülerin dışında bulunan en önemli fotoğraf da kitap fuarlarından aldığı kitapları yazarına imzalatılırken çekilen fotoğraflar. Bunlar bayağı önem kazanan davranışlar sınıfından oluyor.


Son zamanlarda kitap fuarlarını ziyaret edenlerin sayısı oldukça fazla. Tertip edenlerin açıkladığı sayı insanı umutlandırıyor. Üstelik satın alınan kitap sayı da yabana atılacak cinsten değil.


İşin esası kitap temin etmekse yayınevleri mevcut. İnsanlar istedikleri zaman istedikleri kitaba ulaşması mümkün. Yani
kitaba sahip olmak için fuar yolu gözlemek biraz düşündürücü.


Biz gelelim satılan kitaplara. Mobilyalarına uygun olsun diye alınan kitapları saymazsak hatırı sayılır kitap satılıyor.
Zaten çekilen fotoğraflara bakılırsa ülke önemli bir kitap okuyucu kitlesine sahip. Sanırım satın alınan kitaplara göre bir istatistik yapsak dünyada en çok kitap satılan veya başka bir değişle en çok kitap satın alan ülkeden biriyiz.


Tamam buraya kadar iyi.


Peki temin ettiğimiz kitapları okuyor muyuz?


Okuyorsak hakkını vererek okuyor muyuz?


Bu soruların cevapları pek iç açıcı gibi değil. Bu kadar okurun bulunduğu bir ülkede çok şeyin normal olması lazım.
Yani suç işlemenin az, yolsuzlukların sıfıra yakın, usulsüzlüklerin rafa kalmış olması lazım. Vatandaşın gündelik
lisanında 50-100 arası değil en az 500-1000 kelime ile konuşması lazım.


Saygının, sevginin, birbirimize anlayışlı bir toplum olması lazım.


Peki niye değiliz?


Çünkü okumuyoruz. Okuyorsak da hakkını vererek okumuyoruz. Her şeyimiz gösteriş olmuş. Kitap satın almayı bile reklam malzemesi yapabiliyoruz. Yani dostlar alış-verişte görsün misali bir şey.


Kitaplar sadece satılmak ve koleksiyon yapılmak için değildir. Kitaplar okunmak içindir. Okunandan istifade etmek
içindir. Öğrendiklerimi paylaşmak içindir. İyi vatandaştan öte iyi insan olmak içindir.


Yazarlar ise bazı şikayetlerinde haklılar. Kitabın basımı ayrı bir dert satışı ayrı. Bir de okunmuyorsa çekilen zahmetler boşa gidiyor.


Kitap bir düşüncenin mahsulüdür.


Acının, derdin mahsulüdür.


Kitap emektir. Cemil Meriç´in tabiriyle ?Kitap istikbale yollanan mektup?tur.


İstikbalimizi karatmayalım.


İyi okumalar.