Bugün, 19 Nisan 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


KİTAPLARIN ?KABADAYI? KIZI


Evet, ben onun için bu ifadeyi kullanıyorum: ?Kitapların kabadayı kızı?


Bıkmadan yorulmadan yazmaya, üretmeye devam ediyor.


Fatma Çetin Kabadayı, günümüzde birçok kitaba imza atmış, ?yazar? unvanını fazlasıyla hak eden bir yazar. Ama ne yazık ki yazın dünyasının çarkları birçok yazar gibi onu da dişlilerin arasına almış.


Ön plana çıkmak için, sırf yazmış olmak için yazmıyor; reklam yapmaya, sansasyonel çizikler atmaya, siyasi, etik dışı konulara hiç uzanmamış kalemi. Bilakis o eserlerinin kalıcılığını düşündüğü için vitrinle uğraşmak yerine direk dükkanın içini dolduruyor. Vitrin sevdalısı birçok yazarın özendiği havai fişekler gibi onun sunmak istediği aydınlık dünya bir nefeslik olmamış. Daha aydınlık daha kalıcı daha renkli bir gökyüzü sunuyor okuyucularına.


20 masal, 6 roman, 4 yardımcı ders kitabı, 4 öykü, 3 antoloji ve yayına hazır sayısız dosya? Ben ona Ahmet Mithat Efendi´nin lakabı olan ?yazı makinesi? ni yakıştırıyorum çoğu zaman.


Öncelikle masallarla dokunmuş çocukların, belki de büyüklerin yüreğine. Birçok masal kitabına imza atmış. Ama biz hâlâ çocuklarımıza yabancı masallar okutuyoruz. Onları da okutalım ama önce ?biz?i anlatan masallar daha tanıdık gelmez mi çocuklarımıza?


Öte yandan birçok şiir antolojisinin hem yönetiminde hem de katılımcıları arasında bulunmuş. Şiir konusunda mütevazı davranıp ?şair? unvanını kullanmasa da ben onu günümüz şiirinin en güzel yerine koymak istiyorum. Özellikle halk şiiri tadındaki akıcı ve doğal şiirleri hem okurken hem dinlerken insana ayrı bir tat veriyor. Mesela ?Babam? şiirini bir dinleyin ondan. Bana hak vereceksiniz.


Ve romanları?


Sahi Mor Hırka´yı duymuş muydunuz hiç? Onun roman dünyasına girmem Mor Hırka ile başladı. Ve aynı serinin ikinci kitabı Maktul.


Günümüzde onun kadar Realist yazan bir romancı görmedim. Gereksiz makyajdan uzak,sadece akıcı bir dili var. Ancak bu romanları yazmadan önce romanın alt yapısını oluşturmak romanı yazmaktan daha fazla zaman almıştır. Mesela Maktul´ü yazarken bütün polisiye terimlerini öğrenmek belki de polislerin dünyasına girmek gerekebilir. Mor Hırka´da ise birçok roman, hikaye, film hatta tiyatroda kullanılan ?deli olan akıllı? motifini görüyoruz? Romanın bütün yükünü onlara yükler yazar, Fatma Çetin Kabadayı da öyle yapmış.


Şimdi düşünüyorum, kitapları bu kadar güzel olan bir yazar neden olması gerektiği yerde değil. Kitaplarının hepsi neden farklı farklı yayınevlerinden çıkmış? Türkiye´nin büyük yapımcıları onu nasıl fak etmedi?
Unutmayın ki yaz yağmurları kısa sürer, bereketli bahar yağmurlarıyla ıslanmak gerek.


Kitapların Kabadayı kızı, sen yazmaya devam et. Ne diyor ünlü şair:
?Varsın ıstırabın kolu seni ömrünce sarsın


Şair, sen üzüldükçe ve öldükçe yaşarsın?
(Faruk Nafiz Çamlıbel)