Bugün, 25 Nisan 2024 Perşembe

Seyfi GÜNAÇTI


Konu konuyu açıyor

Konu konuyu açıyor


Baştan söyleyeyim; “Bu konunun kimseye faydası var mı? Acaba hiç yazmasa mıydım?” diye düşünmedim değil. Bağışlayın, benim de bir lüzumsuz yazım olsun!
Tarih 18.03.2022, saat 09.52 gibi. Genelde TRT Haber ve çoğu kanallar 09.50 gibi reklâma girerler. Bu sırada bizim hanım kumanda'nın başka bir düğmesine bastı. Karşımızda TV8. Bir magazin programı sunuluyor. Duyabildiğim cümle şu oldu:
“Şarkıcı Gülşen, eşi Ozan Çolakoğlu ile şov yaptı.”
Hemen belirteyim; Gülşen'in adını ilk defa duyuyorum. Hiçbir şarkısını da dinlemedim.
Görüntüye bakınca bir eğlence partisinde oldukları anlaşılıyor. Kamera Gülşen'e odaklanmış; çünkü Gülşen'in hareketleri ilginç! Görüntüye gelenler hep ayakta. Kadın, kocası olduğu söylenen erkeğin yanaklarını iki avucunun arasına almış, sürekli sıvazlıyor. Bir yandan da ağzını onun ağzına yaklaştırıyor. Dudaklarından öptü öpecek! Belki de öptü. Milletin içinde dudaktan öpüşen yok mu?
Onları görünce aklıma gelen ilk cümle, “Bunlar sevişmek için eve gitmeyi bekleyememişler mi?” oldu. 
“Kimdir bu Gülşen?” diye internete girdim. Karşıma üç tane video çıktı. İşte ondan sonra konu konuyu açtı. İlkinde, “Transparan elbiseyle sahneye çıkan Gülşen kalça şov yaptı” yazıyordu. Videoyu açınca hayretler içinde kaldım desem, bu ifade durumu tam olarak açıklar mı bilmiyorum. 
Kadın sahnede dans ediyor. Ama ne dans! Hareketlerinin tasvirini yapmaya edebim müsaade etmiyor. Üzerinde sadece sutyen ve külot var. Var olduğu söylenen elbiseyi aradım ama göremedim. Neden sonra belli belirsiz bir tülün varlığını fark ettim.
Evli olduğu söylenen bir kadın nasıl böyle bir kıyafetle program yapar ve televizyon ekranlarına çıkar? Ve bir koca da nasıl karısına müsaade eder? Geçelim; bu onların konusu.
Bundan bir kaç gün önce yine kanallarda gezerken, “İzzet Yıldızhan'ın "Aileler izliyor, benim çocuklarım izliyor. Biraz daha kendinize saygı duyun. Külotla, mayoyla sahne olmamalı" sözüne tepki yağdı” cümlesini bir sunucu bayandan duymuş fakat araştırmaya fırsat bulamamıştım. Meğer İzzet Yıldızhan o sözleri, bu kadın hakkında söylemiş.
Söz eksik mi kalmış, İzzet Yıldızhan hata mı etmiş; yorumu size bırakıyorum. Ancak yorum yapmadan önce –tavsiye etmiyorum ama gerçeği öğrenmek için gerekli- söz konusu videoyu görmelisiniz.
Ben artık Gülşen'i bıraktım; İzzet Yıldızhan'a tepki gösterenler neyi savunmuşlar, neler söylemişler, onun peşine düştüm.
Tepki gösterenlerin savunduğu bir değer yok. “Biz edebe önem veririz” dememişler. “Bizim için toplumun değer yargıları önemlidir” dememişler. “Yaptıklarımız aile kurumuna zarar vermiyor” dememişler. “Biz, gençlere kötü örnek olacak bir davranışta bulunmak istemeyiz” dememişler. “Biz sanatımızı(!) icra ederken şu ölçülere göre hareket ederiz” de dememişler. 
Ya ne demişler?
-Kim ne derse desin, ben istediğimi yaparım.
-İsteyen istediği gibi düşünebilir… 
-Ben her türlü özgürlükten yanayım… 
Yani onları bağlayan bir kayıt, eylemlerinin bir ölçüsü yok!
Bu, bizim şarkıcımız; yani bu ülkenin müzisyeni. Onu ve onun gibileri dinleyenler de, seyredenler de bu ülkenin insanları. O, bu topluma hitap ediyor. İyi de onun davranışları bu toplumun değerlerine uyuyor mu? Onlar, bu toplumun değerlerine saygı duyuyorlar mı?
Şarkıcısı, sanatçısı böyle olan bir toplumdan ülke adına, geleceğimiz adına ne bekleyebilirsiniz? Toplumun hangi yarasına merhem olabilir, toplumsal saygı ve birlikteliğe ne kadar katkı sağlayabilirler? Gençler onlardan örnek alınacak bir güzellik bulabilir mi?
Allah bizi ve milletimizi Sırat-ı Müstakim'den ayırmasın.