Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Selim EROĞLU


KONYA LİSESİ

KONYA LİSESİ


 Ünlü yazarımız Tarık Buğra'yı vefatının 30. yıl dönümü münasebetiyle düzenlenen program doğrultusunda üçüncü gün, yani 27 Şubat'ta tarihi Konya Lisesi'ndeydik.
Tarık Buğra, lise öğreniminin son zamanlarını burada okumuş. İlk ve Ortaokulu Akşehir'de okuduktan sonra yatılı olarak İstanbul Erkek Lisesi'ne devam etmiş. Bu okulun yatılı kısmı kaldırılınca mecburen Konya Lisesi'ne naklini aldırmış. On sekiz yaşındayken 1936 yılında  buradan mezun olmuş.
Liseler, Tarık Buğra'ya sahip çıkmışlar. Okulun birinci katındaki koridorda ''Tarık Buğra Resim Sergisi'' açmışlar. Sergide, yazarımızın hayatının her safhasından fotoğraflar, resimler, karikatürler, yazılar… var. Haftanın kitabı  panosunda '' Küçük Ağa'' var. Kitabın altında yazara ait önemli bir not:  '' İsteyen istediği kadar dudak büksün, ben üstüne basa basa tekrarlıyorum. Edebiyatla, sanatla beslenmeyen insanlar kişilik edinemez, bir sistem, bir dünya görüşü oluşturamazlar, avlanır veya avlarlar.''
Yazar, ömrü boyunca ideallerinin peşinden koşmuş. Ünlü bir yazar olmayı ta lise yıllarında kafasına koymuş. Liseden sonra Tıbbiyeye, Hukuka devam etmiş. Hiçbirini sevmemiş, dolayısıyla bitirmemiş, yarıda bırakmış. '' 45 yaşıma geldiğimde ünlü bir yazar olamazsam intihar bile ederim'' demiş.  Bu düşüncelerle 45 yaşına geldiğinde Küçük Ağa'yı yayınlamış. Akabinde ünlü bir yazar olmuş. Bir bakıma intiharın eşiğinden dönmüş. Gerçekten intihar eder miydi yoksa ne kadar kararlı bir insan olduğunu vurgulamak için mi böyle söylemişti, üzerinde durmaya değer.
Saat 11'de okulun yeni yapılan konferans salonunda ''Tarık Buğra Kapanış Paneli '' gerçekleştirildi.
Böyle tarihi bir lisede bulunduğum için kendimi şanslı addettim, adeta büyülendim.
Konya Lisesi,  Abdülhamit zamanında 1889 yılında inşa edilmiş. Bugün itibariyle tam 135 şaşında. Yaşına rağmen dimdik ayakta ve yeni Tarık Buğralar yetiştirmeye devam ediyor. Yaşı Cumhuriyetimizden eski. Cumhuriyet ilan edildiğinde okul 34 yaşında olgun bir delikanlı imiş.
Şehrin tam merkezinde bulunuyor. Şimdilerde etrafı devasa apartmanlarla, sitelerle kuşatılmış. Konyalılar'ı tebrik ediyorum. Ranta teslim olmamışlar. Tarihi dokuya sahip çıkmışlar, okulu yıktırmamışlar.
Binayı baştan başa gezdim. Dört katlı. Kar yüksekliği 6 metre imiş. Pencereler oldukça büyük ve kemerli. Bütün sınıflar tam ışık alıyor. Koridorlar bir halı saha kadar geniş. Zamanında son katı yatakhaneymiş. Alt katta yemekhane varmış. Yatılı kısmı kaldırılalı epey zaman olmuş. Buralar sınıf yapılmış, alt katta geniş bir kantin var.
Konya Lisesi markasına dokunulmamış. Bir ara Gazi Lisesi adını alsa da ismi bugünkü haliyle muhafaza edilmiş.
Sınıfların tamamının özel isim var. Burada okuyan veya yolu buradan geçen ünlülerin isimleri sınıflara verilmiş. Bazılarını not ettim. Alt kattaki bazı sınıf isimleri şöyleydi:  Sadeddin Nüzhet Ergün Dersliği, Sivaslı Ali Kemali Dersliği,  Suut Kemal Yetkin Dersliği, Ahmet Hamdi Tanpınar Dersliği   ….
Kütüphanesi bir derya. Çok muntazam ve zengin. Öğrenciler harıl harıl ders çalışıyorlar, kitap okuyorlar. Okulun amblemi yıldız ve kitap. Öğrencilerin üzerindeki formalarda:  '' 1889 Konya Lisesi / Gazi Ruhu'' yazıyor. Formasız öğrenci görmedim. Konuştuklarım, böyle tarihi bir okulun öğrencisi olmaktan çok memnunlar. Çok da saygılılar ve aynı zamanda çok da misafirperverler. Okulun tarihi dokusu, vizyonu ve misyonu öğrencilere sirayet etmiş.
Binanın girişinde , hemen koridorun başındaki duvarda okuldan mezun olan ünlülerin isimleri var. Aman Allahım, birçok ünlü  burada okumuş ama benim haberim yok. Listeyi inceledikten sonra '' büyük adam olmanın yolu  bu lisede okumaktan geçiyormuş'' demekten kendimi alamadım. Kimler yok ki…
Turgut Özal, Sadi Irmak, Vecdi Gönül, Sami Güçlü, Mehmet Keçeciler, Işın Çelebi, Ağah Oktay Güner, Sami Selçuk, Saim Sakaoğlu, Ahmet Hamdi Tanpınar, Tarık Buğra, Cahit Külebi, Recep Bilginer, Alaaddin Yavaşça, Mehmet Önder, Altan Günbay… Daha sayamadığım birçok isim.
Okul, Çanakkale Savaşlarında iki yıl mezun verememiş. Öğrencilerin tamamı savaşa gitmiş. Armadaki '' gazi ruhu'' ibaresi buradan geliyormuş.
Kendi adıma hayıflanmadım desem yalan olur. Böyle tarihi bir okulun öğrencisi olmak isterdim. Öğrencisi olamasam bile en azından burada öğretmenlik yapmak isterdim. Belki ünlüler kervanına bu fakir de katılmış olurdu.
Demem o ki,  burada okumasam, burada öğretmenlik yapmasam bile ziyaret etmek  ufkumu açtı.
Coğrafyanın kader olduğunu bir kez daha anlamış oldum.