Bugün, 26 Nisan 2024 Cuma

Yılmaz İMANLIK


KÖR KUYUDA GÖDEN ÖLDÜRMEK

KÖR KUYUDA GÖDEN ÖLDÜRMEK


Çocukluğunuzda siz hiç yaptınız mı?
Biz az yapmadık. Az günah işlemedik. Belki çocuk olduğumuz için Allah bizi affeder ama ya büyükler…

Dedemlerin evinin arka tarafında derin bir kuyu vardı. Karanlık ve ürkütücü. Belki de o kadar derin değildi de biz küçük olduğumuz için bize öyle görünüyordu. Kuyu, kışın patates saklamak için kazılmıştı. Tarladan sökülen patatesler kuyuya atılır, ihtiyaç oldukça oradan azar azar alınırdı.
Biz çocuklar kuyudaki patateslerin bitmesini dört gözle beklerdik. Çünkü bizim için eğlence o zaman başlardı.

Patatesler bittiğinde kuyunun içine yavaş yavaş kurbağalar dolardı. Oraya nereden gelirler bilmezdik. Ne kadar çok kurbağa varsa şenlik o kadar güzel geçerdi.
Gödenler kuyunun dibinde sağa sola zıplardı. Bazıları, özellikler iri olanlar, zıplayamaz bir köşeden endişeli gözlerle bize bakardı. Belki de bilge haliyle birazdan başına gelecekleri tahmin ederlerdi. Biz yaramaz çocuklar o arada eteklerimize taşları toplamış olarak gelirdik. Artık göden öldürme zamanı gelmişti. Taşı eline alan her çocuk sinsi gülüşlerle bir gödene nişan alırdı. Yavaş yavaş gödenleri avlardık. Kafalarına taş yağmuru başlardı. O an onları neden öldürdüğümüzü hiç düşünmezdik bile. Bize bir zararları da dokunmamıştı ki…

Zavallılar! Yapabilecekleri hiçbir şey yoktu. Hangi tarafa kaçsalar önlerinde topraktan sert duvarlar vardı. Duvarlara tırmanmak imkânsızdı. Ki tırmansalar bile kendi ayaklarıyla önümüze düşerler bu da daha kolay avlanacakları anlamına gelirdi. Kaderine razı olmak galiba böyle bir şeydi.
Biz acıma duygusunun, merhametin ne olduğunu zaten bilmiyorduk. Gödenler can acısıyla ne kadar çığlık atarsa biz de o kadar kahkaha atardık. Galiba işin en tuhaf tarafı büyüklerimizin bu konuda bize hiçbir şey dememesiydi.
Ne yazık ki çocukken bizim yaptığımızı şimdi büyükler(!) yapıyor. Ne kadar çocuk ölürse o kadar zevk alıyorlar. Kuyunun çevresinde İnsan geçinen, insanlıktan nasibini almamış nice mahlûkat sessizce bu manzarayı seyrediyor. Ses çıkarsalar o taşlardan birinin kendi kafalarına geleceğinden korkuyorlar muhakkak.

Ayrıca her göden öldürdükten sonra parmaklarımızda sivilceler çıkardı ya da biz öyle inanırdık. Çünkü ellerimizde sivilceler çıktığında taşları rahat atamıyorduk. Belki çağdışı göden avcılarının ellerinde sivilcelerin çıkması çok yakındır.
Sivilceler çıktığında onlar da tetiğe dokunamayacaklar…