Bugün, 20 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


Koronadan korun ha!

Koronadan korun ha!


Koronadan korun ha!

Bugün dünyanın gündemi korona. 
Çin'in Hubei Eyaletinin Wuhan şehrinde 20-23 Aralık 2019 tarihlerinde ortaya çıkan hastalık iki aydan beri dünyayı kasıp kavuruyor. Dünya Sağlık Örgütü bunu pandemik hastalık olarak ilan etti. Pandemik hastalık, bir kıtayı etkileyen veya dünya geneline yayılan salgın hastalık demekmiş.
15 Mart 2020 tarihi itibariyle dünya genelinde 155 binden fazla koronavirüs vakası tespit edilmiş. En çok etkilenen ülkeler Çin ve İtalya. Hastalığa yakalanıp da hayatını kaybedenlerin sayısı şöyle: Çin: 3.193, İtalya: 1.809, İran: 724, İspanya: 292, Fransa: 127, G. Kore: 75, ABD: 65, İngiltere: 35. Sayı her gün, hatta her saat artıyor.
Hastalık Çin'de ortaya çıktığına göre en çok etkilenen ülkenin Çin olması normal. Peki, Çin'den binlerce km uzakta bir Avrupa ülkesi olan İtalya'ya ne buyrulur? Birisi virüsü Çin'de bir kavanoza koydu da gelip İtalya'ya mı salıverdi? Yoksa İtalyanlar virüsü mü önemsemedi? Çin'e en yakın ülkelerden Rusya'da neden fazla etkisini göstermedi? Vaka sayısı sadece 63 imiş. 
Peki, 72 milletin yaşadığı, kimin girip kimin çıktığı belli olmayan ABD'de koronavirüs neden bu kadar etkisiz kaldı? Ya da Çin'e güneyden komşu olan dünyanın en kalabalık ikinci ülkesi Hindistan'da vaka sayısı niçin yok denecek kadar az (81 vaka, 1 ölü)? Yoksa Hindistan-Çin sınırı kapalı mı? İnsan düşünmeden edemiyor.
Son haftaya kadar Türkiye koronavirüsten en az etkilenen, en güvenli ülkelerden biriydi. 12 Mart tarihine kadar hiç vakaya rastlanmamıştı. Ya da bize öyle söyleniyordu. O gün 1 olarak bildirilen sayı, umreden dönenlerle birlikte 16 Mart itibariyle 18'e ulaşmış bulunuyor. Ülkemizde henüz bu hastalıktan ölen olmaması sevindirici.
Bizim insanımız inançlıdır, imanı kuvvetlidir. Tevekkül sahibidir; tedbirini alır, Allah'a güvenir. Haliyle bir moral bozukluğu yaşamaz, endişeye kapılmaz. Bu cümleden olarak sosyal medyada virüsü ti'ye alan hayli paylaşıma rastladım. 
Bu virüsten korunmak için yapılan tavsiyelerden biri şu: “Elinizi sık sık yıkayınız. Deterjan yerine sabun kullanınız.” Bu tavsiyeye uyduğunu söyleyen bir kadın, avuç içinin fotoğrafını çekmiş ve paylaşmış. Avuç içi, parmaklarına kadar tamamen yazı ile dolu. Koronavirüsle ne alâkası var? Şu alâkası var. Paylaştığı ifade konuya ışık tutuyor: “El yıkaya yıkaya 1986'da X dersinde kopya çektiğim yazıya ulaştım.”
Bu tavsiye benim hayatımda pek bir şey değiştirmedi. Müslüman zaten günde 5 vakit namaz için abdest alırken ellerini de, yüzünü de yıkıyor. Elbette bu sefer biraz daha itina gösterecek. Ayrıca her yemekten önce ellerin, yemekten sonra da ellerin ve ağzın yıkanması sünnettir. Etti mi sana günde 11 kere el yıkamak. Birkaç kere de koronavirüs için yıkarsın, olur biter. 
Yurdum insanı konuya bir şiirle dahil olmuş:
“Wuhan'dan çıktı yola / Tahran'da verdi mola.
Yayıldı sağa sola    / Yaktın bizi korona.”
*    *    *
Sınır tanımaz serbest /Kırk iki millet derdest.
Çare olur mu abdest? /Yaktın bizi korona!

Karadenizli hemşerimiz de koronaya bir türkü yakmış:
“Oy korona korona,    /Çıktın dünya turuna.
Bize gelsen ne yazar?    /Maske taktık buruna.
*    *    *
Koronanın oyunu, /Göreceğiz boyunu.
Ben demiş idim size, /Amerika oyunu.”
Konu bu kadar basit değil, elbette hafife almıyoruz. Yukarıdaki dörtlükleri dikkate alarak 
söylersek, koronanın ne olduğunu anlatmak yahut korunma tedbirlerini belirtmek için sayfalar dolusu yazmaya gerek yokmuş. O zaman şöyle diyebilir miyiz:
 “Bu bir Amerika oyunudur. Abdestini al, namaza devam et, sünnete uy.”