Koronanın faydaları!

Bildiğiniz üzere korona, bizi ve tüm dünyayı bir süredir evlere hapseden bir virüs, bir hastalık etmeni. 
Çin'in Wuhan şehrinde ortaya çıktığından bu yana, dünyanın çoğu ülkesinde canlara sebep oldu. Ölenlerden daha da fazlası hastanelerde tedavi olmayı bekliyor. Şu kadar insan karantinada. Hasta olmayanlara da devlet “Evde kal” çağrısı yapıyor. Onlar da kendilerini evlerinde karantinaya almış durumda. Neredeyse dünyada hayat durdu. 
Bir ilaçtan yahut bir sebze-meyveden söz etmediğimin farkındayım. Peki, insanlar için bu kadar tehlikeli olan, ölümcül hastalığa sebep olan bir virüs nasıl faydalı olabilir? 
Burada virüsün kendisinde değil, sonuçları ve alınan dersler açısından faydaları kast edilmiştir. İzin verirseniz tespit ettiğim faydaları arz edeyim. 
Bir kere adının söylenmesi kolay. Resusitasyon, Alzheimer gibi dilimizi birbirine dolaştırmıyor, konsept gibi beynimizi tırmalamıyor!
Virüs sayesinde Çin'i daha iyi tanıdık, Wuhan şehrini öğrendik. Virüsün, Çin'in kuzey komşusu Rusya'ya uğramadan binlerce kilometre uzaktaki İtalya'ya ve dahi Avrupa ülkelerine nasıl gittiğine hayret ettik.
İnternete girip virüs konusunu araştırdım. Virüsün bir mikrop olmadığını öğrendim. Aslında öğrenmek için acele etmeme gerek yokmuş. Çünkü virüs ve ondan korunma yolları konusunda bana o kadar çok video geldi ki, gönderenlerden Allah razı olsun! Bu konuda video ve görüntü bombardımanına tutulduk desem yeridir. 
Virüsün ne olduğu konusunda en anlaşılır bilgiyi, Fatih Anadolu Lisesi Kimya Öğretmeni İlhan Özbaş vermiş. Kendisine teşekkür ediyorum. Açıklamanın bir bölümünü sizinle de paylaşmak istiyorum.
“Bakteriler canlıdır. Virüs canlı değildir, ölü de değildir. Uygun koşullarda canlanabilen bir varlıktır. Bunu bir örnekle anlatalım. Bakteri fare, virüs de yumurta olsun. Fare canlıdır, hareketlidir. Ancak yumurta canlı değildir, hareket etmez, bırakıldığı yerde durur.
Ancak yumurta döllenmişse ve uygun sıcaklıkta belli süre bekletilirse civcive dönüşür, yani canlanır. Virüs de öyledir. Uygun ortamı bulduğunda, uygun sürede canlanır. 
Gelelim tedbirlere. Fareye fare zehiri verir ondan kurtulursunuz. Fakat yumurtanın üstüne fare zehiri dökseniz de yumurtaya bir zararı olmaz. Virüsten korunmak için bağışıklık sisteminizin güçlü olması gerekir…” diyor. Tabii gerekli tedbirleri de almak ve tavsiyelere uymak şartıyla.
Gelelim koronanın diğer faydalarına.
Okumayı sevenler, bol bol kitap okuma fırsatı buldular. Aileler hep bir arada sofraya oturdular. Bir karikatürde telefonda arkadaşıyla konuşan adam, “Yapacak bir şey yok. Hanımla sohbet ediyoruz. İyi birine benziyor” diyor!
Korona sayesinde bütün dünya İslâm'ın temizlik anlayışını öğrendi. ABD'de yaşayan Türk Kalp Doktoru Mehmet Öz, bir televizyon kanalında ellerin sabunla nasıl yıkanacağını Amerikalılara gösterdi. Onun önerdiği yöntem, Müslümanların abdest alırken ellerini yıkama şekliydi.
Uzmanların önerileri arasında, “Sık su içiniz. Mümkünse gargara yapınız. Burnunuza su çekip temizleyiniz” uyarıları da var. Sanki birisine abdest almayı anlatıyorlar. Malumunuz, gusül abdesti sırasında ağzı temizlerken suyu boğaza kadar ulaştırmak yani gargara yapmak önerilir. 
Abdest sırasında buruna su, sağ elle verilir, sol elle temizlenir. Öğrenciler hep sorarlardı, “Sağ elimizle verdiğimiz suyu neden aynı elimizle değil de sol elimizle temizliyoruz?” diye. Uzmanlar da “Kapıyı açıp kapatırken veya bir yere temas etmek gerektiğinde sol elinizi kullanınız” demiyorlar mı? Şimdi anlaşıldı mı sebebi? 
Büyük şehirlerde trafik oldukça rahatladı. Trafik kazaları ve suç işleme oranı azaldı. Bazı haramların işlenmesi de azalmıştır diye düşünüyorum.
“Şunları da yazayım” diyordum ki sayfanın sonuna gelmişiz. 
Rabbim cümlemizi korona virüsü afetinden korusun. Tez zamanda normal hayata dönmemizi nasip eylesin.