Pazartesi günü Muhasebeci Rasim Kani, gazetemiz sahibi Dilek Hanım ve Cihan Haber muhabiri Burhan Kaya ile Kozluk`a bir ziyarette bulunduk. Yol boyu, Tim Avrasya Şirketinin Akçay mevkisine yapmayı planladığı enerji santrali konusunda değerlendirmeler yaptık. Zaten ziyaretimizin sebebi de yapılması düşünülen santraldi. Araçtaki herkes, santralin zararları konusunda hemfikirdi.
Bu minval üzere Kozluk merkezine vardık, sağdaki yola sapıp rampayı çıkmaya başladık. Yolda Yaşar Ayyıldız`a rastladık. Dilek Hanım, “Yaşar abi her gelişinde bizi bahçesine davet ediyor. Onu da araca alalım, bizi götürsün” dedi. Yaşar Bey bizi kırmadı, araca bindi ve bizi evine götürdü.
Burada manzara insanı etkiliyor, rahatlatıyor. Hafif eğimli bir arazi, güzel yollar, yemyeşil çevre ve bakımlı bahçeler. Rasim Bey, “Şehrin dağdağasından kaçmak için az yukarıdan bir evlik yer almayı düşünüyordum. Fakat OMV santrali beni caydırdı” dedi. Daha şimdiden santral etkisini göstermiş!
Büyükşehrin bir cilvesi, şimdi her ne kadar bütün köylere mahalle deniyorsa da, burası bir köy. Ama güzel bir köy. Daha evin bahçe kapısından girişte farkı, fark ediyorsunuz. Evin önündeki alanda modern bir çilek bahçesi. Çilek bahçesi değil sanki katlı otopark! Çilek, toprak doldurulmuş uzun saç teknelere dikilmiş. Aralıklı üç kat tekne. Ancak her tekne merdiven basamağı düzeninde konulmuş. Aralıklı ve alttakinin güneşini kesmiyor.
Saksıda çilek bahçesinin hemen yanında, etrafında güzel görünümlü çam fidanları bulunan bir kara üzüm çardağı var. Olgunlaşmaya durmuş salkımlar hoş bir görüntü oluşturuyor. Buradan bodur elma bahçesine geçiyoruz. Bir hesaba göre dikilmiş elmaların düzeninden bahsetmeye gerek yok.
Hazırlıksız geldiğimizi gören Yaşar Bey hepimize birer poşet veriyor. Biz de yıllar sonra kendi elimizle ağacından elma toplamanın tadına varıyoruz.
“Hesaplı kitaplı yapılan bir çalışma. Bu bahçeyi kurmak için bir mühendis çalıştırdınız mı?” diye Yaşar Bey`e soruyorum. “İlk iki yıl bir uzmandan yardım aldım. Sonra kendim devam ettim” diyor. Elmalar ve ilgisi için Yaşar Bey`e teşekkür ediyor ve yolumuza devam ediyoruz.
Eski belediye Başkanı Şenol Kul`un izleri köyün her tarafında görülüyor. Yollar geniş. Neredeyse köyün bütün yolları parke taşla döşenmiş. “İlçe belediyeleri bile yollara yetişemezken Şenol başkan bu kadar taşı nereden bulmuş?” diye birbirimize soruyoruz.
Yükselerek İkizce yol ayrımındaki tepede duruyoruz. Burhan Bey, karşı yamaçtaki yüksek gerilim enerji nakil hattının az uzağındaki telleri çekilmemiş direkleri gösterince buraya gelişimizin sebebini anlıyorum. Telleri çekilmiş enerji nakil hattı OMV`nin ise, bu ikincisi neyin nesi oluyor? Bu direkler sakın Tim Avrasya Şirketine ait olmasın? Rasim Bey, “Eğer öyleyse boşuna uğraşmayalım. İş, çok önceden bağlanmış!” diyor.
Orada birkaç görüntü aldıktan sonra daha yakın çekim yapmak için İkizce yoluna giriyor, aşağı doğru inerek Karlıtepe Köyü`nün aşağı mahallesinden geçiyor ve Sahil- İkizce asfaltına ulaşıyoruz. Sahile doğru bir süre gittikten sonra tam istediğimiz gibi bir görüntü yakalıyoruz: Yoldan 50 m. uzakta peş peşe dikilmiş iki boş direk. Arkadaşlar gereği kadar fotoğraf aldıktan sonra sahil yoluna iniyor, OMV santralinin yanından geçerken, OMV hattına paralel dikilmiş boş direkleri bir kere daha görüyoruz. Ancak bu direklerin niçin dikildiği konusunda kesin bir sonuca varamıyoruz. “Siz geç kalmışsınız. Biz onu çoktan öğrendik” diyenler varsa, haber versinler, biz de vatandaşı aydınlatalım.
Direklerin sırrını öğrenemedik ama benim için iyi bir gezi oldu. Yolumuzun Kozluk`tan sonraki bölümünden hiç geçmemiş, o güzel manzarayı temaşa etmemiştim. Bunun için sürücümüz Rasim Bey`e teşekkür ettim.
Daha iyi haberlerde buluşmak dileğiyle, iyi haftalar.
