Bugün, 27 Nisan 2024 Cumartesi

Seyfi GÜNAÇTI


Kuran'ın izinde

Kuran'ın izinde


Onbir ayın sultanı mübarek Ramazan ayının içindeyiz. Bugün Ramazan'ın beşinci günü.
Bu ayın feyzinden ve bereketinden nasibini alan Allah'ın kullarından olmamızı ve Ramazanın şahsımız, ailemiz ve bütün Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum.
Ramazan rahmet ayıdır, Ramazan bereket ayıdır. Ramazan sevginin ve yardımlaşmanın, her zamankinden fazla yaşandığı bir aydır. Daha da önde geleni, Ramazan Kur'an ayıdır.
Ramazan, oruç ayıdır. Gücü yeten ve sağlığı elverişli olanlar bu ayda oruç tutarlar. Ramazan deyince akla ilk gelen oruç ibadetidir. Bunun dışında Müslümanlar, bu ayda Kuran-ı Kerim'i baştan sona okumak, diğer ifadesiyle hatim yapma gayreti içinde olurlar. 
Evlerde ve camilerde mukabeleler okunur. Kuran-ı Kerim'i yüzünden okumayı bilsin bilmesin, erkek olsun kadın olsun, çoğu Müslüman mukabele dinlemeyi ve takip etmeyi kendine bir görev sayar ve hiçbir zorlama olmadan o görevi istekle yerine getirir. Ramazanın sonunda bir hatim yapmış olmanın huzurunu ve mutluluğunu yaşar.
Öğretmen arkadaşımız MCT, sosyal medyadaki yazısında, “Kuran'ı sadece okumak yetmez; manasını da okumak ve bilmek gerekir” demiş. Bu görüşe katılıyorum.
Televizyonlar da bu ayda farklı bir hareket içindedir. Televizyon kanallarının çoğunda akşamları iftara doğru, geceleyin de sahur programları düzenlenir. Bunların içinde beni en çok çeken, 2017 yılından beri TRT1'de yayınlanan “Kuran-ı Kerim'i Güzel Okuma Yarışması”dır. 
Program bu sene 16.40'da başlıyor. Geçen yıllardaki düzen aynı. Jüri masasında tanıdığımız üçlü oturuyor. Ortada, başkan konumunda yılların tecrübesi, kayıtlara göre 91 yaşında olan Dr. Mehmet Ali Sarı Hoca var. Yanlış anlaşılmasın; hocanın soy kütüğü kayıtlarına girmedim. Mehmet Ali Sarı, İzmir Yüksek İslâm Enstitüsünden benim de Kuran-ı Kerim hocamdır. Okulun mezunlar albümünde '1933 doğumlu' yazıyor. Onun bu yaştaki çalışma azmi, “Gelmişim yetmiş beşine. Artık benden bir şey beklemeyin” diyenlere örnek olmalı. Bu vesile ile hocamıza sağlıklar diliyorum.
Onun iki yanında oturanlardan Osman Eğin Hoca; anlattığı menkıbeler, Peygamberimizin ve sahabenin hayatından örneklerle, jüri üyeliğinin yanı sıra dersler de veriyor. Halil Necipoğlu'nun kadife sesiyle aralarda okuduğu ilâhiler kalplere dokunuyor.
İlk günkü yarışmayı baştan sona takip ettim. Tesadüf mü bilmiyorum, beş yarışmacının ilk üçü çift isimliydi: Yunus Emre Çayıroğlu, Ömer Safa Çöpoğlu ve Muhammet Sait Sezer. Son yarışmacıya gelince onun üç adı var: Harun Hacı Yahya Şaban. Harun adı ekrana Charoun olarak yazıldı. Bu, onun Yunanistan'dan katılıyor olmasından kaynaklanıyor. Harun, 17 yaşında hafız olmayı istemiş. Oldu olacak diğer yarışmacının da adını verelim.  Orhan Değirmencioğlu, Erzurum'dan katılıyor. 
Yarışmacılar, Kuran-ı Kerim'den seçtiği bölümü okuyor. Onlar rahlenin arkasında okurken, ayetlerin manası ekranın önüne alt yazı olarak geliyor. Bu sırada aklıma bir konu geldi.
Bazı yabancı filimlerde oyuncular muhatabına İncil'den bir cümle okuyarak karşılık verirler. İncil'den okudukları cümle, diğerine bir cevap olur. Biz neden Kuran'dan bir ayet veya Peygamberimizin hadislerinden biriyle konuşmayalım? 
Bazıları dillerini kötü söze alıştırmıştır. Özellikle günümüz gençliğinden bazısı her sözün peşine bir küfür eklemeyi marifet sayar. Bazıları da beddua tarzı şeyler söyler. Bunun yerine, “Allah iyiliğini versin” yahut “Allah doğru yoldan ayırmasın” dese, ya da bir ayetle cevap verse daha iyi olmaz mı? 
Yarışmacıların okuduğu bölümlerden bazılarının manalarına aşağıda yer veriyorum. İki ayet de ben seçtim: 
a)Fussilet 34: “İyilikle kötülük bir olmaz. Kötülüğü en güzel bir şekilde sav.”
b)Şuara 83: “Ey Rabbim! Bana bir hikmet bahşet ve beni salih kimseler arasına kat.”
c)Mutaffifîn 1: “Ölçü ve tartıda hile yapanların vay haline!”
d)İnşirah 5-6: “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.”
Yazımızı, günün manasına uygun olarak Zilzal Suresi 7'inci Âyetle bitiriyorum: 
“Kim zerre miktarı hayır işlerse onun karşılığını görecektir.”